Yazılı Fetva

Hac

10166
18.09.2011

S.a hocam hacca başvurduk çıkmadı. Şu anda üzerimize farz. Genciz çocuklarımız var. Eğer şimdi gitmezsek ve bir çocuk daha olursa en azından benim üç sene gitmem zor olacak. Eşim güvenilir bir kimsenin şirketiyle gitmek istiyor. Diğer ülkelerin boş kontenjanından vize alınıyormuş ve fiyat mesela kişi başı 1400 euro kadar farklı. Gitmeyi çok istememe rağmen bu farkın rüşvet ya da haram kazanç olması ihtimali, ayrıca ülkemizden beş kez başvurup çıkmayanların olması, yani acaba hakka giriyor muyuz suali tedirgin ediyor. Tam olarak araftayım. Ayrıca suud hükümetinin adaletsiz tutumu dindar ülkeleri mağdur ediyor ve haksız kazanca yol açıyor. Şöyle ki binde bir kontenjan vermişler. Hocam dünyadaki tüm müslümanlar hacca gitmek isteseydi bir buçuk milyarın binde biri bir buçuk milyon ederdi. Halbuki kapasitenin 5 milyon olduğunu biliyoruz. Hadi mekke halkı da var 4 milyon olsun. Adaletli olan tüm hacı adaylarının sayısının (ilk gidenler için) mesela 20 milyon ise 4 milyona bölünmesi değil midir? Böylece ilk kez gidenlerin başvurularının beşte biri kabul edilir. Tüm kontenjan dolacağı için haksızlık ortadan kalkar. Ama suud hükümeti 2.5 milyonluk bir gayrimeşru giriş payı ayırarak rüşveti ve haram kazancı desteklemiş olmaktadır. Ayrıca diyanet karar almış yedi kez başvuranlara kesin veriliyormuş. Hocam adalet ve bereket için doğru olan bu işin ilk kez gidenler için tamamen kuraya bırakılması değil mi? Sadece aşırı yaşlılara öncelik verilmeli. Mesela bir genç 20 yaşındadır ama ancak bir sene ömrü vardır ve Allah kurada bunu bildiği için ona hac nasip edecektir ama kura sadece yüzde 10 gibi uygulanıyor. Belki bir kimse beş kez başvurdu ama yirmi sene ömrü vardır. Eğer bu iş sıkı denetlenip tüm kontenjanın kurası (aşırı yaşlılar hariç) Allah'a bırakılsa tüm dünya için rahmet olacak bir hac olmuş olmaz mı? Mesela kafir bir ülke ve duyarsız müslüman nüfus var. Nüfusa göre kontenjan alıyorsun. Kontenjanın yarısı boş ve bu kefereler rüşvetle kontenjanları satıyorlar)(sanırım) Bu yıl hacca gidebilme ihtimali 11 de bire kadar düşmüştür. Bu yığılmanın sebebi ikinci üçüncü kez gitmeler ve de adaletsiz yönetimdir. Eşim bir yol bulabilen diyor bu da bir yol diyor. Uygulamayı bilmiyorum. Eğer bizim gibi gidenler yüzünden suudun vereceği ek kontenjan düşüyorsa hakka girmiş olur muyuz? Suud haksızlık yaptığı için bu yol meşru olur mu? Hacda kuranın çıkması için yapılacak salih ameller ülkemizi cennete çevirmeye vesile olmaz mıydı? Rüşveti engellemek için isim bazlı aday başvuruları tek merkezde alınamaz mı. Böylece kimse başkası adına pasaport alamayacağı için ve çok riskli olacağı için hile oranı azalırdı. Aslında sırf bu iş bile neden halkı kuffar memlekette yaşamamak gerektiğini idrak etmeme neden oldu. İstisnalar olabilir ama sırf zenginlik için sürekli ikamet hoş olmuyor. Süre önemli olduğu için acil cevap yazarsanız Allah razı olsun. Hatta benim tam adalet görüşüme göre (ilahi adalet, matematiksel değil) tüm dünyadaki hac başvuruları isim isim tek merkezde toplanıp, aşırı yaşlılar alındıktan sonra. Tüm dünyada global kura çekilmesi ve bu rahmani işin allahın adaletine bırakılması. Gaybı bilemeyiz, kim yaşayacak, kime hac fayda verecek, kimlerin orada buluşması rahmete vesile olacak, bunlar gaybtır. Gaybı kura gaybına teslim etmek gerekir. Bir ülkenin yarısına nasip olmuş, diğerinin beşte birine nasip olmuşsa bunu adaletsizlik olarak değil Allah'ın hikmeti olarak görmek gerekir.

Selamünaleyküm. Gülgün hanım.
Efkârlı bir saatinizde kurduğunuz hayalleri yazıya dökmüşsünüz; olur inşallah demekten başka bir çare bulamıyorum. Hacc merakınızın baki kalmasını temenni ederim. Size birkaç hususu belirtmekte yarar buluyorum:
a- Bahsettiğiniz temiz duygularla hacc hasreti çekip haccetmeden ölüp gitmek, hacca milli takım uğurlanır gibi uğurlanarak gitmekten, riyaya bulaşmış bir hacc yapmaktan çok daha iyidir. Merak etmeyin, gidemeseniz de Allah Teâlâ'nın size gitmiş muamelesi yapması mümkündür. En azından bunu değerlendirin.
b- Gidebilecek birinin hakkını gasbedip gitmenin dışında 'kaçak' yollarla hacca gitmek caizdir. Yeter ki bir mü'minin hakkını gasbetmek olmasın.
c- Bu işin aksamasında Suudi Devleti'nin sorumluluğunu kimse yok sayamaz. Ama o sorumlulukta TC'nin de büyük payı vardır. Mesele, hacc ibadeti üzerinden değil hacc ibadetindeki para üzerinden değerlendirilmektedir.
d- Sizin baş vurmayı planladığınız yollarla haccın bir risk taşıdığını da dikkate almayı unutmayın; hayal kırıklığına uğrarsınız.
Allah umduğunuza erdirsin.

Nureddin Yıldız