Video Fetva

Sigorta yaptırmak caiz midir?

33351
22.04.2012

Sigorta yaptırmak caiz midir?

Sigorta helal mi? İslam, bir insanın öbür insana para vermesinin bir ticaret ve bilinen bir alışveriş üzerinden olmasını şart koşmaktadır. Mesela bir araç satın almak için müşteri olan birisi o aracı kaça alacağını net bir şekilde bilmeden ticaret yapamaz. Kaç para veriyor ve üzerine para ödediği şey nitelikleri itibariyle nedir, bilmek zorundadır. Sadece faiz değildir haram olan. Ticaretteki bu tür sorunlar da ticareti haram hale getirmektedir. Sigorta meçhul bir ödemenin adıdır. A şahsı B kurumuna 100 lira veriyor, karşılığında ileride bir sıkıntı olursa -o sıkıntı da C sıkıntısı olsun- C sıkıntısı olursa onu karşılamayı taahhüt ediyor. Burada neyin ne kadar karşılanacağına dair ciddi bir sıkıntı var. Bu, İslam fıkhı açısından ticaretin caiz olmamasını gerektiriyor. Ben bu 100 lirayı boşuna da ödemiş olabilirim bir yıllığına, 100 katını alacak bir kar için de ödemiş olabilirim. Yani herhalde kar etmemle zarar etmem veyahut da bunu boşuna vermemle çok büyük bir menfaat için vermemin hiçbiri garantili değil. Öbür taraf için de, yani bu işletmeciliği yapan B tarafı için de durum böyledir. A’dan 100 lira alıp onu 10.000 olarak geri ödeme ihtimali de var. O 100’ü hiç ödemeden cebine koyma ihtimali de var. Sigorta bu mantık üzerinde kurulu olduğu için fıkıhta bir yere oturmadığından yaklaşık 80-90 seneden beri sigortacılık üzerine fıkıh açısından yapılan bütün ilmi çalışmalar ulemanın farklı zeminlerde yaptıkları kurul toplantıları ve diğerlerinde ‘sigorta helaldir’ diye net bir görüş çıkmamıştır. Hiç kimse fıkhın bu temel prensibini aşarak ‘sigorta helaldir’ diyemez. İslam’da yardımlaşma vardır ama sigorta bir yardımlaşma değildir, bir ticaret çeşididir. Bunun bir dezavantajı daha var, genelde sigorta şirketleri faiz kurumlarını besleyen alt yapıları oluşturmaktadır; bankalar büyük oranda veya tefeciler gibi, faktöring grupları büyük oranda sigorta işlemi yapmaktadırlar. Bu da sigortanın, faizin besi merkezi gibi durduğunu gösteriyor. Biz netice olarak Türkiye’deki Müslümanlar sigortayı nasıl değerlendireceğiz? Önce devletin kanunen vatandaşına ödeyeceksin dediği sigortaları zorunluluk ve devlet gücüyle tahsil edilen bir mantıkla gördüğümüzden caiz görürüz. Gerek emekliliğe kadar alınan sigortalar gerekse afet gibi belli nedenlerle devletin şu sigortayı yaptırmak zorundasın dediği mesela araç alırken araç almak için şu kadar sigorta ödeyeceksin yoksa ben seni karayollarına çıkarmam veya uçak-gemi işletiyorsun, şu kuruluşa şu sigortayı ödeyeceksin yoksa o işletmeciliği yapamazsın veya filan riskli ticareti yapıyorsun, filan ülkeden filan riskli malı ithal ediyorsun, filan sigortayı yaptır, seni gümrükten geçirmem diyorsa, bu caizdir. Öbür türlü Müslümanın işini gücünü bırakması veyahut araç almaması filan ithalatı yapmaması gibi bir sonuç gerekir. Şeriatımız böyle bir zorluğa Müslümanları itmiyor. Bunun dışında en önemli sigorta sorularından biri kasko türü sorulardır. Yani devletin, vatandaşının kullandığı aracı çalınmaya karşı, terör eylemlerine karşı garanti etmediği ne yapayım demeye getirdiği bir yasa uyguladığı dönemlerde Müslümanlar mesela kaliteli bir aracını sigorta yaptırsalar caiz midir diye bir soru sorulacak olsa buna vereceğimiz cevap şudur: Sigorta İslam’da caiz değildir. Ama vatandaşın arabasının bir çöp sepeti kadar değerli tutulmadığı ortamlarda Müslüman kaskoya zorunluluk hissedebilir. Aksi takdirde Müslümanın iyi bir makinenin bulunduğu bir fabrikayı koruması mümkün değil. Bir Müslümanın iyi bir arabaya hatta normal bir arabaya bile binmesi mümkün değil. Burada zorunluluk var mı ya da ne kadar var? Sorusunun cevabı mü’minin kalbiyle Allah arasında gelip giden bir sinyal üzerinden verilir. Ama hayat sigortası gibi filan türden keyfi sigortalar için aynı şeyi söyleyemeyiz. Fıkhı bu kadar genişletmenin ve menfaatlerimiz için kullanmanın doğru olmadığını düşünüyoruz.

Nureddin Yıldız