Eleştiri Ve Gıybet Arasındaki Ayrım
Kıymetli hocam, gıybetin ne büyük bir vebal olduğunu Kur'an ı Kerim'den Efendimiz'in (s.a.v.) hadislerinden ve İslam büyüklerinin sözlerinden biliyoruz. Ne var ki, pek çoğumuzun bu elim hataya sık sık düştüğü de bir gerçek. Yine pek çoğumuz bu günahı bilmeden yahut farkında olmadan işliyoruz. Naçizane bunun en mühim sebeplerinden birinin gıybet ile gıyabî eleştiri arasındaki muğlaklık olduğunu düşünüyorum. Elbette böyle bir muğlaklık hakikatte var olmasa da çoğumuzun zihninde eleştiri ve gıybet ayrımı net değil. Kimimiz gıybet sayılacak şeyi eleştiri zannediyoruz, kimimiz ise eleştiri nevinden bir ifadeyi gıybet addedip eleştirinin nimetlerinden uzak kalmayı tercih ediyoruz. (Bu ikincisine çok daha nadir rastlanıyor olsa gerek. Lakin daha hayırlısı da zannımca budur). Efendim, bizlere eleştiri ve gıybet arasındaki ayrımı nasıl yapabileceğimizi anlatırsanız sizlere bir kez daha duacı olacağız. Bu konuda aydınlatılmaya mü'minler olarak çok ama çok ihtiyacımız var. Temel soru da şudur: Bir mü'min hakkında gıyaben (yıkıcı değil yapıcı) eleştiride bulunmak caiz midir? Yoksa gıybet mi sayılmaktadır? Dua ile.
Selamünaleyküm. Bir kere tenkit, ya siyasi veya idari konumu olan birinin üzerinden yapılır ya da ferden zarar gördüğümüz bir kişi üzerinden yapılır. Bu ikisi de bir hak aramadır ve gıybet hükmünde değildir. Birincisinde toplumun hukuku savunulmaktadır, ikincisinde de şahıs kendi hakkını savunmaktadır. Gıybet ise bir mü'minin arkasından onu rencide edecek şekilde konuşmaktır. Konuşulan şeyin doğru veya yanlış olması bildiğiniz gibi sonucu değiştirmemektedir. Allah hepimizi hayra yönlendirsin.