Yazılı Fetva

Evde şortla gezen çocuğuma karşı nasıl davranmalıyım?

3777
11.07.2025

Evde şortla gezen yetişkin çocuğum tüm ikazlarıma rağmen bundan vazgeçmiyor. Diz kapağından yukarısını mecburen görüyorum. Benim de bakmam haram olduğu için ruhen yıpranıyorum. Anne ve babamın yanında da aynı şekilde şortla oturuyor, mahcup oluyorum. Böyle davrandığı için mecburen soğukluk hasıl oluyor. Ayrıca şu andaki yöneticilerin haksızlıklarını bahane edip cuma ve bayram namazlarına dahi gitmiyor, arada evde vakit namazı kılıyor. Evlenme aşamasında olan ve iyi bir üniversiteden mezun çocuğuma karşı nasıl davranmalıyım? Uyardıkça beni saymıyor.

Aziz anne…
Allah seni bu güzel dertlenmeden ötürü mükâfatlandırsın. Kalbiyle evladını düşünüp diliyle Rabbine sığınan anneler, ümmetin yıkılmayan kaleleridir. Sen anlattıkların ve yaşadıklarında yalnız değilsin. Ve bu meseleye sadece şort ya da namaz başlığıyla değil, “iman bağı kopmaya yüz tutmuş bir evladın kurtarılması” meselesi olarak bakmak zorundayız.

Evladın Şortla Gezmesi ve Mahremiyet Hassasiyeti

Önce bu kısmı netleştirelim: Erkek evladın, diz kapağı ile göbek arası açık bir şekilde – hele hele iç çamaşırı gibi kısa şortlarla – ailesinin içinde dolaşması adapla bağdaşmaz. Çünkü erkek için avret, göbek altı ile diz kapağı arasıdır. Anne için de bu bölgeye bakmak haramdır. Öz evladı olsa bile.

Bu, senin huysuzluğun değil; Allah'ın bir hükmüdür. Ve evladına bunu söylemen bir "keyfiyet" değil annelik sorumluluğudur. Ancak burada dikkat edeceğin şey şu olmalı:
Onu utandırarak değil, düşündürerek kazanmalısın. Çünkü annesini ciddiye almayan bir evlat, dine de kulak kabartmaz. Ama annesinin vakarından etkilenen evlat, bir gün pişman olur, döner.

Namazı ve Cuma–Bayram İnkârı Meselesi

Yavrunun “şu yöneticiler yüzünden Cuma’ya gitmiyorum” demesi, bir bahanedir. Çünkü Cuma namazı, yöneticilerin hatasızlığına bağlı değildir. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), zalim yöneticilerin olduğu dönemlerde bile namazı emretmiştir. Cuma’ya gitmeyen kişi, sünnetteki uyarıya göre kalbi mühürlenme tehlikesi yaşar.

"Her kim önemsemediği için (özürsüz olarak) üç Cuma'yı terk ederse, Allah onun kalbini mühürler." (Ebû Dâvûd, Salât 210)

Bu sözü ona söylemeni tavsiye ederim ama kırmadan, akşam çayı içerken ya da bir yürüyüş sonrası gibi yumuşak zeminlerde söyle.

Üniversite Mezunu ve Akılcı Yaklaşan (!) Evlatla Baş Etmek

Senin evladın üst düzey bir üniversite bitirmiş. Bu, onun eleştirel düşündüğünü, zihinsel argümanlara önem verdiğini gösterir. Yani ona “Allah böyle dedi, yap!” demen bazen yetmez. Ona,

  • Soru sordurarak yaklaşırsan,
  • Cevaplarını bulmasına yardım edersen,
  • Yargılamadan ama tavrını net göstererek konuşursan etkili olursun.

Mesela şöyle bir cümle kurabilirsin: “Yavrum, ben senin zekânla iftihar ediyorum. Ama İslam gibi bir dine böyle ucuz bahanelerle yaklaşman sana da yakışmıyor. Kendine haksızlık ediyorsun. Allah'a kafa tutan değil, Allah'ın merhametini isteyen evlat olarak görmek isterim seni.”

Soğukluk ve Mesafe Meselesi

Senin kalbin kırılmış, bu belli. Ama annelik, gönül koymayı bile rahmete çevirmelidir. Ne yapabilirsin?

  1. Onunla birebir, yumuşak ama kararlı konuşmalar yap.
  2. Ailece bir sofra kur. Deyiver: “Haydi yavrum hem sohbet edelim hem dua edelim.”
  3. “Sana dua ediyorum ama yüreğim sızlıyor” cümlesi, taş kalbi bile yumuşatır.
  4. Onunla ortak yapabileceğin şeyleri artır. Spor, yürüyüş, dertleşme…
  5. Dua… Dua… Dua… Gece kalk ve şöyle yalvar:

“Allah’ım! İbrahim’e İsmail’i lütfettin… Bana da bu evladımı tam bir mümin olarak nasip eyle...”

Unutma: Zamanla İyileşir Ama Bu Sürede Senin Durman Gerekmez

Evladın sana kırılmış olabilir, seni dinlemiyor olabilir. Ama sen Allah’a kendini dinlet. Çünkü Allah dilerse o evlat bir sabah "Anne ben çok değişmek istiyorum." diyerek uyanır. Sabrını koru, vakarını bırakma. Sakın isyan etme. Sakın evladına beddua etme.
Bir gün onun gözyaşları senin kıldığın seher namazlarının meyvesi olacak.

T. Y.