Yazılı Fetva

Filistin gündemini takip etmek ruhumu zedeliyor, ne yapmalıyım?

2346
26.04.2025

Hocam zalim İsrail yeniden saldırılarına başladı. Benim de bu konuyla ilgili bir sorum olacak, biz sıradan Müslümanlar olarak bu gündemi nasıl dengelemeliyiz?

Kendimden örnek vererek biraz daha açmak istiyorum:
Gündemi tamamen takip ettiğimde, açıkçası çok etkileniyorum. Özellikle parçalanmış çocukların görüntülerini görünce, bir erkek olmama rağmen çoğu zaman ağlıyorum. Geçen gün yeğenim gelmişti; onu görünce aklıma Gazze’de vefat eden çocuklar geldi ve hüngür hüngür ağlamamak için kendimi zor tuttum.

Gündemi sık sık takip etmek Kudüs ve Filistin bilincimi daha canlı tutuyor. Sosyal medyada da ulaştığım bir kitle var. Paylaşımlarım on binlerce insana ulaşabiliyor. Böylece insanlara boykot gibi bazı hassasiyetleri hatırlatma fırsatı buluyorum. Elbette parçalanmış beden görüntüleri paylaşmıyorum ama Filistin’le ilgili olumlu içerikler paylaşmak içimi bir nebze rahatlatıyor. Dua ediyorum, ağlıyorum...

Ancak diğer yandan, gündemi hiç takip etmesem ruh dünyam daha sağlam oluyor. Hayatıma, işime, aileme daha iyi odaklanıyorum. Fakat bu sefer de Filistin davamızdan uzaklaşıyormuşum gibi hissediyorum.

Sizin sohbetlerinizden biliyorum, 7 Ekim’den sonra haberleri hiç takip etmemişsiniz. Sizin gibi bir âlim için Filistin davası zaten yüreğinde diri. Ama biz sıradan müminler için, gündemden uzaklaşınca Filistin'i unutuyoruz gibi hissediyorum.

Bu durumda bizler nasıl bir denge kurmalıyız?
Gazze gündemini tamamen bırakmak mı daha doğru olur?
Yoksa günün belirli saatlerinde kontrollü bir şekilde takip mi etmeli?
Ya da işimize, ailemize odaklanıp arada kısa kısa mı bakmalı?

Çevremde bu dengeyi kuramayan çok kişi var. Kimisi sanki Gazze'de hiçbir şey olmuyormuş gibi hayatına devam ediyor, sosyal medyasında en ufak bir hassasiyet göstermiyor. Kimisi de neredeyse psikolojik destek alacak kadar etkilenmiş durumda. Gazze’nin kurtuluşu için bize bir "reçete" verebilir misiniz hocam?

İki uç noktanın ortası bulunabilir ama özet olarak bilgi sahibi olup işinize devam edebilirsiniz.

Tavsiyem ise şudur:
Bugünkü Gazze, dün orayı ilgi alanına almayan neslin hatasıdır. 1917’de orayı İngilizlere teslim ederken Osmanlı, İstanbul’un altını üstüne getirmeyenlerin hatası bugün böyle ödeniyor. Bizim hatamız da kim bilir nasıl ödenecek?

Artık bu âlemde kesin bir mü'min kâfir ayrımı olduğunu, iki kutuplu bir dünyada kendimizi mü'min olarak görmek zorunda olduğumuzu anlayacağız. Sadece boykotta değil, ailevi ilişkilerden ticarete, siyasete kadar hayatımızı bu iki kutuplu idrake göre tanzim edeceğiz ki bir sonraki nesil Gazze’yi Filistin sorunu olarak görmesin. Bunu becerecek planlar bir pratikler yapın ama uzun soluklu olsun. Mesela iki yüz yıl sürecek bir eşya ve insan boykotuna hazır olun.

Allah yardımcınız olsun.

Nureddin Yıldız