Yazılı Fetva

İş yerinde namaz kılmakta zorlanan kişi Hanbeli mezhebini taklit edebilir mi?

1361
19.05.2025

Hocam, ben Hanefi mezhebine mensup bir kadınım. Öğle ve ikindi namazları, bazen de akşam namazı işyerindeyken vakit olarak çakışıyor. Mescid uzak, yemek arası dışında molam çok kısıtlı ve iş yerinden sık sık ayrılmam sorun oluyor. Özellikle günde iki kez mescide gidip abdest almak oldukça zorlayıcı bir hâl aldı.

Namazı kazaya bırakmaktansa, Hanbeli mezhebini taklit ederek öğle ile ikindiyi, gerekirse akşam ile yatsıyı cem etmek istiyorum. Çünkü bu şekilde sünnetleri kılmadan farzları eda edip hemen işime dönebiliyorum.

Bu şartlarda Hanbeli mezhebine uyarak cem yapmam caiz olur mu? Eğer uygunsa, bu namazlar öncesinde aldığım abdesti kendi Hanefi mezhebime göre almam yeterli olur mu yoksa Hanbeli mezhebine göre ayrı bir abdest mi almam gerekir?

Yardımcı olursanız çok memnun olurum.

İbadet, Allah Teâlâ’nın emridir. Kul, ibadetleri hayatına uydurmaya değil, hayatını ibadetlere uydurmaya gayret etmelidir. Her ne kadar mezhep kolaylıkları zaman zaman zaruretlerde istisna uygulanabilse de bu tür geçici ruhsatlara başvurmadan önce kişinin, kendi şartlarını ibadetlere göre yeniden düzenleme çabası içinde olması gerekir.
Hanefî mezhebine göre vakitlerin birleştirilmesi (cem') caiz değildir. Ne namazı erkene almak (cem-i takdim), ne de geciktirerek kılmak (cem-i tehir) mümkündür. Ancak sûrî cem adı verilen uygulama ile bir namazı vaktinin sonunda, diğerini de kendi vaktinin başında kılmak suretiyle zorluk bir ölçüde aşılabilir. Örneğin, öğle namazı vaktinin sonunda öğle, ikindinin vakti girmesiyle hemen akabinde ikindi namazı kılınabilir.
İş ortamı zorsa, kişinin ilgili amirle görüşüp namaz molası konusunda çözüm araması, yalnızca farzları kılarak süreyi asgariye indirmesi, mescide gitmek yerine uygun bir köşe veya odada kılması, vakti kaçırma riski varsa yukarıda bahsedilen sûrî cem yöntemini kullanması mümkündür. Ama bütün bunlara rağmen hâlâ çözüm bulunamıyorsa, kişi hem işini hem ibadetini koruyacak şekilde meşru çözüm arayışına devam etmelidir.
Asıl olan, kolay yolu değil doğru yolu tercih etmek, kolaylık varsa da doğru olanda aramaktır.
Son söz olarak, Rabbimiz bize namazda sebat göstermeyi emretmiş, kolaylığı da kulluk içinde aramamızı istemiştir. Niyet halis olduktan sonra, samimi gayretin mutlaka bir karşılığı olacaktır.

T. Y.