Video Fetva

Günümüzde cuma namazı

9349
15.06.2012

Günümüzde cuma namazı

Cuma namazı, diğer namazlardan farklı olan yönleri bulunan bir namazdır. Bir kere cuma namazı o günkü öğle namazının yerine de geçen bir namazdır. Cuma namazının çok farklılıklarından bir tanesi de mesela; kadınlar için cuma namazının farz olmayışıdır. Ama camiler münasip olur da gidip kılacak olsalar cuma namazı kılmalarında bir sakınca yok. Cuma namazı kılarlarsa o gün öğle namazı kılmaları gerekmez. Cuma namazının bazı şartları var ki o şartlar bugün, acaba cuma namazını kılmamızda bir sıkıntı var mı, şeklinde sorulara neden olmuştur. Mesela, cuma namazının her şehirde belli bir yerde kılınması gerekir, denmiştir. Son yüzyıla kadar da köylerde cuma namazı kılınmıyordu. Şehirlerde, valilik, kaymakamlık bulunan yerlerde cuma namazı kılınıyordu. Mesela cuma namazının çok yerde değil, her şehirde tek camide kılınması gerekir, denmiştir. Bu nedenle büyük şehirlerde cuma namazı kılınan camiler bulunmuştur. Bazen bunlara, eski Anadolu’daki kültürde, Ulu Cami, yani merkez camisi, cumanın da kılındığı cami denmiştir. Bunun gibi şartlardan bir tanesi de cuma namazının vali veya devletin başı olan, onu temsil eden kişi tarafından kılınması gibi şart da vardır. Bu da fıkıhtaki hükümler arasında bulunur. Şimdi bütün bu öğle namazından, ikindi namazından farklı olan özelliklerine bakılınca, ‘cuma namazı günümüzde kılınabilir mi?’ ya da ‘cuma geçerliliğini, kabullük gücünü hala bulunduruyor mu?’ şeklinde sorular sorulmaktadır. Cevap olarak diyoruz ki: Evet, bugün cuma namazı, mesela yüz elli sene önceki Müslümanların kıldığı şekilde kılınsa, aynı özellikte, aynı kapasitede bir cuma namazı olur mu dedirtecek sıkıntılar var. Köylerde, on kişinin bulunup bulunmadığı belli olmayan küçücük mescitlerde, her yerde cuma namazı kılınıyor. Yan yana elli metrelik, yüz metrelik mesafelerdeki birkaç camide cuma namazı kılınıyor. Bizim, özellikle ülkemizdeki yönetimin laiklik standartlarında bir diyanet mantığı oturtmasından da kaynaklanan sıkıntılarımızla beraber birleştirildiğinde müminler haklı olarak, ‘cumalarımız geçerli mi acaba?’ demektedirler. Dört mezhebin de ittifak ettiği, yani yüzde yüz Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin emri veya yasağı olan şartlar üzerinde bir sıkıntı yoktur. Bilhassa Hanefi fukahasının üzerinde durduğu, onların içtihatlarını yansıtan bir durum vardır. Biz ise Allah’ın emirlerinden veya en büyük emirlerinden biri olan cuma namazını konuşuyoruz. Cuma namazını filanca şartlarımız sıkıştı, filanca olaylar var, filanca tarz uygulama var diye bir tereddütten dolayı terk etmek mi yoksa nihayetinde namazımız en muhteşem görevlerimizden biri olarak alt yapısında şu veya bu kusurumuz da olsa ‘bu bizim namazımızdır’ deyip kılmamız mı gerekir? El cevap; bugün papaza kızıp oruç bozmaktansa, cumamızı kılmak, cumaları büyük bir birlik, beraberlik, muhabbet ve Allah’ın hükümlerini öğrenme fırsatı olarak değerlendirmemiz lazım. O olmadı cumayı, bu olmadı bayramı, şu da olmadı sabah namazını terk ederek elde edeceğimiz bir şey yoktur. Cuma bizimdir, kıyamete kadar da devam edecektir. İnşallah cumamızın karşılığı olarak da Allah’tan yardım göreceğiz.

Nureddin Yıldız