Aklımız ne zaman başımıza gelecek?
Hocam, afet zamanındayız. Fetvalarınızı, mektuplarınızı ve videolarınızı çok sıkı takip ediyorum. Tövbe etmemiz gerektiğine, bu zamanları fırsat bilip değerlendirmemiz gerektiğini söylüyorsunuz. Fakat çevremde ne kadar insan varsa hepsi çılgınlar gibi dizi&film izliyor. Dünyanın en büyük film izleme platformu izleme kalitelerini düşürdü, yoğunluktan dolayı... Bu kadar afete rağmen insanlar neden hala akıl etmiyorlar? Bir çığ gibi üzerimize geliyor her şey, ölüm hiç bu kadar yakın olmamıştı. Hala insanlar "2020 kıyamet yılı" deyip dalga geçiyor, kimse Allah'a yönelmiyor. Acaba bile bile daha büyük bir afete doğru mu gidiyoruz? İnsanların bu umursamazlıkları beni çok korkutuyor.
İnna lillahi ve inna ileyhi racuûn.
Allahüme’curna fi musîbetina hazihi ve ehlifna hayren minha. Âmîn.
İnsanlık büyük bir darboğaza doğru yaklaşmıştır. Tarihten hikâyelerini okurken kolay olan şeyleri yaşamak zormuş, bunu iyice anladık şimdi. Kitabımız Kur'an’ımız neden onlarca kere ÖNCEKİ ÜMMETLER konusunu önümüze getiriyor bunu anladık. Nuh aleyhisselam zamanındaki tufanın alt yapısını, işleyişini, ağırlığını ve neden sonra insanların her şeye yeniden döndüklerini anladık. Anladık inşaallah.
Bu, elimizin kolumuzun, dillerimizin bağlandığı garip dünyada olanca çığlığımızla şunu deriz de başkasını bilmeyiz:
Hasbunellah.
Hasbunellah.
Hasbunellah.
Bizim için bu zaman, bu kaos ortamı tam bir ibadet ve Allah’a avdet zamanıdır. İbadetleri artırmalı, dua ve zikri yoğunlaştırmalıyız.
Gafletimiz sürerse ve bir zaman sonra hiçbir şey olmamışa dönersek maazallah, bizim için böyle muhtemel bir sonuç felaketten daha büyük bir felakete neden olabilir. Erken uyanmak ve büyük bir gayret ve samimiyetle;
• İstiğfarlar ederek,
• Günahlarımızdan tevbeler ederek,
• Kul haklarından helalleşerek,
• Kaza namazlarımızı kılarak,
• Zikirler yaparak,
• Kur'anlar okuyarak,
• Ailemizi muhkem bir kaleye çevirip, içinde cenneti kazanacağımız bir yuvaya dönüştürerek,
• Bu belayı, Allah’a dönüş için bir milat yaparak silkinirsek Allah’tan umut ederiz ki bizi mahcup etmez ve tertemiz kullar durumuna gelmemizi kolay kılar.
Şuna hazır olalım:
Allah’ın kullarından bazıları, böyle bir felaketi bile battıkları çukurdan çıkmak için kullanmak yerine hiçbir şey yokmuş gibi hatta “biz ettik, biz becerdik” sözleri ile geçiştireceklerdir. Tarih hep böyle görmüştür insanları. Bundan daha büyük belalar bile, nasibi olmayanları uyandıramamıştır. Gaflet ve dalalet böyle bir şeydir. Mecburen bu durumda, “biz” ve “onlar” demek zorunda kalacağız.
Biz uyanıp Rabbimize döneriz, onların hâli de Allah’a kalır.
Yarın, Allah’ın lütfu ile bu beladan kurtulduğumuzda birilerinin “belayı yendik, ezdik geçtik, bir daha gelemez…” gibi çürük sözlerine hazır olalım. O sözleri duyunca da onlar adına ve onlara bu fırsatı vermede kusurumuz olabileceği için bizim adımıza hep beraber yine istiğfarlar edelim.
Budur dünya, böyledir dünya. İlk gününden beri böyledir, son gününe kadar böyle gidecek. Şaşmaya gerek yok, elimizde Kur'an’ımız var. Bildik bunları önceden, önceden. Elhamdülillah.