Yazılı Fetva

Akrabaya yaptığı iyilik karşılığında kötülük gören kişi ne yapmalıdır?

963
14.12.2024

Hocam hem vicdani hem de akrabalık görevim gereği, duygusal olarak zor zamanlar geçiren akrabalarımın yanında olmak için kendi hayatıma dair planlarımı erteledim. Amacım iyiliklerimi öne çıkarmak değil ama bu süreçte yaptıklarım karşılığında düşmanlık, beddua ve kötülük gördüm. Şahsen hakkımı helal etmeme gibi bir düşüncem yok ancak dini açıdan bana yapılan bu davranışların bir karşılığı var mıdır? Benim bu süreçteki tutumum hatalı mı? Sessiz kalmayı mı tercih etmeliyim yoksa rahatsızlığımı dile getirerek durumun yanlışlığını açıklamalı mıyım?

Yaptığınız iyilikleri Rabbim güzel bir amel olarak kabul etsin diye dua ederiz. Bir mü’min olarak hem vicdanen hem de akrabalık bağını düşünerek ne de güzel amel yapmışsınız, tebrik ederiz.
Öncelikle bir kardeşiniz olarak size şu hakikati hatırlatmak isteriz:

Yaptığınız amel karşısında hiç arkanıza bakmayın, şeytan bu amelin sevabını düşürmeye çalışacaktır, bundan yıllar geçse de şeytan bu amelinizden asla vazgeçmeyecektir; bunu unutmayın sakın.
İyilik yapmak büyük bir nimettir. Bunu yaparken de insanın önce kendisine zarar vermemesi esas alınmalıdır. Fedakârlık yapmak güzel ama bu fedakârlık zararı dokunacak bir plan erteleme de olmamalı; buna dikkat etmek gerekir. Her şeyini birbiriyle paylaşabilen bir kardeşlik örneği olan Ensar ve Muhacir kardeşliği bizim iyilikte çıtamızdır âdeta. Bu gerçek ile beraber en temel ilkelerimizden birinin de zarar vermemek ve zarar görememek olduğunu da unutmamamız gerekir.
İyilik karşısında bize zararı dokunanlara gelince;
-    İlk başta iyiliği görmediği gibi nankör konumuna düşer ki bu da bir nasipsizliktir. İnsanlar olarak birbirimizin vesilesiyiz, iyilik karşısında asıl olması gereken Allah’ın nimetini hatırlamaktır.
-    İyilik yapana karşı bir kul hakkı işlemiştir. Tövbe ederse ve bu tövbenin gereğini yaparsa (helallik alma da olmalı) ne mutlu ona, o zaman tertemiz olur bu günahından.
-    Eğer tövbe etmez ve helallik almazsa hem dünyada hem ahirette mutlaka ama mutlaka karşılığını görecektir. Rabbimizin huzuruna zulmeden (zalim) olarak çıkacaktır. Kim bilir bu günahı karşısında zulmettiği kişiyle ahirette nasıl bir hesap olacak…
Bu durum karşısında zulme uğrayanın iki hakkı vardır:
1.    Hakkını helal eder, karşılığını Allah’tan ister; kim bilir Rabbimiz nice nimetler verir ona ahirette. Bir sahabe vardı, sadaka verilmesi söylendiğinde verecek bir şey bulamadığı için hakkına giren bir kişiyi affediyordu, “onurunu sadaka olarak veren kişi” olarak Efendimiz aleyhisselam tarafından makbul bir sadaka olduğu haber veriliyordu. İşini Allah’a salan yüzde yüz kazançtadır biiznillah.
Bir husus da unutulmamalıdır ki hak helal edilirken o kişiye karşı Müslüman, kendisini sürekli kullandıran konumuna düşmemelidir. Müslüman tedbirli, basiretli davranmalıdır. Kendisini kullandırmak ile işini Allaha salmak arasında çok ince bir çizgi bulunmaktadır.
2.    Hakkını helal etmez, işi ahirete kalır.
Her iki durumda da Allah muhakkak hakkını verecektir. Herkes elde edemediği haklarını muhakkak elde edecektir. Rabbimiz asla ne eziyete razı olur ne de eziyet edileni yalnız bırakır. Dünyada nice zulüm yapılırken yoksa nasıl dayanır ki insan! Yeter ki sabredebilelim. Bir de akrabalık bağını korumak uğrana yapılan güzel bir ameli de unutmamak gerekir.
Son olarak şunu ifade etmemiz gerekir ki her olay karşısında artısını eksisini tartarak hareket etmemiz gerekmektedir.
Rabbim yardımcımız olsun ve kazananlardan eylesin.

H. B.