Yazılı Fetva

Cennet nimetleri neden daha çok erkeklere yönelik gibi anlatılıyor?

1411
10.05.2025

Hocam, lütfen sorumu yanlış anlamayın. Riyâzü’s-Sâlihîn okurken, cennetliklerden bahsedilen bölümlerde dikkatimi çeken bir husus oldu. Hadis ve ayetlerde cennet nimetleri anlatılırken, özellikle güzelliklerle ilgili tariflerin çoğunlukla erkeklere hitap ediyormuş gibi olduğunu fark ettim. Örneğin, “her birinize iki huri verilecek” gibi ifadeler dikkatimi çekti. Bu durum, haşa, hadislerin sadece erkeklere yönelik olduğu hissini verdi ve tam olarak anlayamadım. Kadınlar için cennette ne gibi müjdeler vardır? Bu şekilde bir anlatımın hikmeti nedir? Kalbimin mutmain olmasını istiyorum.

Ayrıca, ikinci bir sorum da şu, sevap kazanmak amacıyla bazı sureleri okuyup tesbihler çekiyorum. Bazen kendi kendime "hiç değilse şu kadar okuyayım" diyorum ama okuduklarımın manasını tam idrak ederek, derin bir hissiyatla yapamıyorum. Yani kalbimle değil de sadece dilimle zikir ediyor gibiyim. Bu şekilde yapılan duaların ve zikirlerin sevabı olur mu? Hadislerde belirtilen “kalp ürpermesi” gibi bir hal olmadan yapılan ibadetlerin durumu hakkında da bir açıklama yapabilir misiniz? İçime sinmiyor ve bir yol arıyorum.

Güzel mümin kardeşim, biz Rabbimizin adaletinin kadın-erkek tüm kullarına tam olduğuna, hiçbir kuluna ne dünyada ne cennete zulmetmediğine, her şeyi yerli yerinde yaptığına, kullarına onlara hak ettiğinden fazlası ile merhamet ettiğine, ödüllendirdiğine İMAN EDENLERİZ.
Allah, cenneti mümin olan erkek ve kadın kullarına vaat etmiştir. Sadece erkek kullarına değil. Cennet erkek ve kadın için ortak bir söz ise cennetteki bütün nimetler de erkek ve kadına ortak sözdür. Asıl olan cennete girebilmektir. Mü'min, cennet gibi bir nimete erdikten sonra oradaki bir meyve ağacına, hurinin kaç adet verildiğine, kime ne fazla verildiğine takılıp kalabilir mi? Ebedi cennet hayatının yanında nedir konuşulmaya değer olabilecek? Biz okuduğumuz bir Kur’an’ın, duanın dahi kalbimizi ürpertmemesinden endişe edip bunun çarelerini arıyoruz. Çünkü cenneti istiyoruz Rabbimizden. Efendimiz “Kur’an okunurken ağlayın, ağlayamasanız bile ağlıyormuş gibi yapın.” buyuruyor. Bugün kalbim titremiyor diye “olmayacak bu iş” diyerek bırakmayacağım. Daha sıkı, sımsıkı tutunacağım. Böylece Rabbim samimiyetimi görecek. Kalbim titreyene kadar…
Şeytanın insanı kandırmasının, imandan çıkarabilmek için attığı akla getirdiği bu sorulardan daha açık bir örnek olabilir mi? Mesela erkeklere huriler vaat edildi; huri vaadi olmasa idi erkekler ibadet etmeyecek, şehit olmak için gayret etmeyecek miydi? Cennete girmek, Allah’tan razı olmak için yeterlidir. Allah razı olmuş cennete koymuştur, kul da cennete girince razı olmuştur. Bunun ötesinde hangi söz konuşmaya değer bir söz olabilir? Üzüntünün olmadığı diyar olan cennette kime ne verildiği mi dert olacak mü'min kadına? Cennet bizim yaz mevsimi geldiğinde gidip rahatladığımızı sandığımız yerler kadar basit bir mekân mı ki dünya ile ve dünyanın içindeki sıkıntılarla kıyaslıyoruz. Eğer ki cenneti hak etmeyi başarırsak dünyada aklımıza gelen bütün soru işaretlerine güleceğiz Allah’ın izniyle. Ancak o soru işaretlerini büyümeden yılanı küçükken ezmeli ve şeytanın istediğini almasına izin vermemeliyiz.
Mümin kadınların ödüllerini o muhteşem güne sakladı Allah. Var mı bundan daha heyecanlı bir yarış?
Ve en güzeli, en umut verici, bütün bu söylediklerimizi dahi bir kenara bıraktıracak, kalbi pır pır ettiren, koşarak kavuşmayı arzu ettirecek cennetteki en büyük nimet, nimetlerin sultanı Allah Teâlâ’yı görmektir. Bunda da mü'min cennetlik KADINLAR ERKEKLERLE AYNIDIR.

H. B.