Dininin hizmetkârı resmi ve sivil eğitimcilere mektup
Ben, eşi din görevlisi, 25 yaşında hafız bir kızınızım. Eşimle beraber onun camide namaz kıldırması dışında gerçekten insanlara Allah adına faydalı olma niyetiyle -o erkeklere, ben bayanlara- ders yapmaya çalışıyoruz. Henüz bu görev yerimizde yeniyiz. Burası bir kasaba ve dört camisi var. Biz eşimle bu çalışmalara başladığımızda maalesef dışarıdaki insanlardan ziyade, meslektaşlarımız (diğer cami imamları) 'uğraşılmaz, neden yapıyorsunuz?' gibi söylemlerle karşımıza çıktı. Ben resmi görevli olmadığım için camide sorun olabileceğini söylediler. Tamam dedik. Kur'an kursu binası var ama orada olması da uygun olmaz diye düşündük. Çünkü aynı söylemler devam etti. Biz de Allah için evimizi ilme açtık. Bunun dışında halk o kadar memnun ki... Birçok kişinin ağzından 'siz duaların karşılığısınız, beklenen misafirsiniz' gibi sözler duymak elbette duygulandırdı bizi. Şunları kendimize düstur edindik; kimseden hiçbir şey talep etmemek, davetlere icabet etmek ve örnek olmak. Elbette diğer arkadaşlarımızı da ihmal etmeden. Fitneye sebebiyet vermemesi adına. Bunların yanında bize tavsiye edeceğiniz şeyler var mıdır? Ayrıca, yaptığım derslerde nasıl bir yol izlemeliyim?
Sizi tebrik ederim. Allah Teâlâ emelinize ve ziyadesiyle kavuştursun sizi. Ne kadar güzel bir iş üzeresiniz. Laik bir devletten, insanlara dinlerini öğretmek için maaş alan görevlilerin bile dini ticaret metaı gibi gördükleri bir zamanda sizin dininiz için uykusuz kalmanız cihattır. Bütün amellerimizin hesabını vermek için huzura toplanacağımız günde bunun ecrini göreceksiniz inşallah.
Size birkaç hususu hatırlatmamda yarar görüyorum, dilerim faydalı olur.
a- Kur'an'ımızın 'birbirinizin elbisesisiniz' dediği hususta eksiksiz olmalısınız. Dersler, toplantılar birbirinizi elbisesiz bırakmaya sevk etmesin. Bu bir ihtiyaçtır. Tebliğ de başka bir ihtiyaçtır. İhtiyaçlar birbirlerini yememelidir.
b- Çocuk doğurma ve büyütme konusunda normalin altına düşmemelisiniz. Çocuklarınızı da, başkalarınınkini yetiştirmekten dolayı vakit bulamayıp ihmal etme hatasına düşmeden yetiştirmelisiniz.
c- Evinizi medreseye dönüştürün. Bu evinize nur yağmasına vesile olacaktır. Fakat evdeki çocuklar için yine 'ev' olsun orası. Akşam dersler bitince yatak odası 'yatak odası' olsun. Mutfağınız, iyi yemeklerin yendiği mutfak olsun. Kendinizi mutfağa hapsetmeyin elbette ama ara sıra güzel yemekler de pişirmelisiniz.
d- Sılayırahimi ihmal ederek ömrünüzü kısaltmayın. Sılayırahim, sizin için ne kadar farz ise o kadarını muhakkak yapın.
e- Evinizi medreseleştirirken, dışarıdan gelenlerin beraberlerinde mikrop taşıyabileceklerini de unutmayın. Korumalı bir evde yaşamalısınız. Niyetlerinin iyi olması veya olmaması çok önemli değildir. Bir yandan yaparken bir yandan bozmama ilkesini esas almalısınız. Yaptığınız çalışmaların, eşinizle ayrılma nedeniniz olabileceğini hayal edebilir misiniz? Maazallah, öyle bir şey vuku bulsa tebliğinizin ne değeri kalır?
Size dualar ediyorum. Sa'yiniz meşkür olsun. Eşinize de selam ederim.
Nureddin YILDIZ
facebook.com/nureddinyildiz
twitter.com/nurettinyildiz
FETVA ETİKETLERİ
din eğitimi din görevlisi dini sorular eğitimci eğitmen fetva nureddin yıldız nurettin yıldız tavsiyeler