Yazılı Fetva

Eşim vakıf hizmeti nedeniyle borçlanıyor, bu durum caiz midir?

837
17.05.2025

Hocam, eşimle birlikte bir vakıf kurduk. Vakfımızın amacı, yurtdışında yaşadığımız bölgede aileleri bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve çevremize faydalı olabilmek. Ancak bu hizmeti sürdürebilmek için eşim sürekli kendi cebinden ödeme yapıyor ve bu da yetmediği için borçlanmak zorunda kalıyor. Borçlarımız ciddi şekilde birikti. Sadece başkalarına faydalı olabilmek için bu kadar yükün altına girmek doğru ve caiz mi?

Ben çalışmıyorum, ev hanımıyım ve üç çocuğumuz var. Son düzenlenen bir seminerin sonunda sadece bir soru sordum fakat eşim çok sert bir şekilde bana yüklendi, “Bana itaat etmiyorsun, soru sorma.” gibi sözler söyledi. Bu tavrı beni çok incitti. Ben de ona, “Benimle böyle konuşamazsın, bana bağırıp parmak sallayamazsın, sen benim babam değilsin.” dedim. Bunun üzerine bana yataklarını ayıracağını söyledi. Kaç yıllık evliyiz ve genelde sağlıklı bir evliliğimiz oldu. Daha önce de bir kez bu şekilde cezalandırıldığımı hissetmiştim. Normalde ben bir adım atar, barışmak için özür dilerim, haklı olsam bile. Ama bu sefer çok kırıldım.

Ben uysal ve itaat eden bir kadınım. Fakat son zamanlarda eşim, davet ettiği bazı hocalardan duyduğu “Zamanın kadınlarında itaat yok” gibi sözleri bana tekrar etmeye başladı ve bu beni çok rahatsız etti. Eşimi böyle tanımıyordum. Anlayışlı, dinleyen biriydi. Ancak hoşuna gitmeyen bir şey söylediğimde bana böyle davranması beni çok üzüyor.

Bir erkek, eşine ne zaman yatak ayırabilir? Yapılan faaliyetler çok kıymetli olabilir ama sonunda benim kalbim kırılıyorsa, bu tutum doğru mu, caiz mi? Ne yapmalıyım?

Mesajınızdan aileye, İslam’a ve hizmete olan bağlılığınız, sabrınız ve nezaketiniz apaçık görünüyor. Rabbim yuvanıza rahmet, eşinize basiret, size de kuvvet ve sebat ihsan eylesin.

İnsanlara faydalı olmak, ilim ve hizmete vesile olmak elbette çok değerlidir. Ancak kişinin kendi hakkını ve ailesinin huzurunu feda ederek bu hizmeti sürdürmesi ne doğru ne de caizdir. Dolayısıyla vakıf çalışmaları, aile huzurunu, mali istikrarı ve eşler arasındaki dengeyi bozuyorsa, bu noktada durup düşünmek gerekir. Bir hizmet, önce evi yakarak başkaları için ışık olmaya dönüşüyorsa, bu sağlıklı bir yol değildir.

Borç yükü, evin sorumluluğunu taşıyan bir erkeği yıpratır, yıpranan erkek de maalesef bazen haksız davranışlara yönelir. Bu, doğru değildir ama sebeplerinden biri olabilir. Burada yapılması gereken, hizmeti azaltmak veya istişareyle yeniden düzenlemektir. Sadece maddi kaynak değil eşin rızası ve aile huzuru da bu hizmetin temelidir.

Kocanın karısından itaat beklemesi, tahakküm değil emniyet ve sevgiyle yönetilen bir beraberliğin parçası olarak görülmelidir. Ama bu itaat, haksızlığa boyun eğmek değildir. Hakkı ve sözü olan bir eşin susturulması değildir. Asla kadını korkutarak itaate zorlamak değildir.

Sadece soru sorduğunuz için azar işitmeniz ve ardından “itaat etmiyorsun” diyerek cezalandırılmanız doğru bir tavır değildir. Hele ki siz anlattığınıza göre onu incitmemek için sabreden, yardımcı olan bir eşsiniz. Bu tavır sizin hakkınızı çiğnemek, kendi duyduğu bir sözle sizi hizaya getirmeye çalışmak ve sizin şahsiyetinize zarar vermek anlamına gelir.

Bir erkek, yatak ayırma hakkını, Kur’an’da geçen “nüşûz” yani açık bir isyan, aile düzenini bozan ciddi bir itaatsizlik olduğunda kullanabilir. Basit anlaşmazlıklarda, küçük bir tartışmada, eşin fikir beyan etmesinde böyle bir cezaya gitmek yanlış bir adımdır.

Size tavsiyem bu dönemi bir danışman eşliğinde geçirin. Bu iş artık “kadının susmasıyla” değil, “birbirini anlamasıyla” çözülür.

“Allah’ım bu aileyi rahmetinle koru. Kalplerini birbirine yeniden ısındır. Öfke ve kırgınlıkla değil, merhamet ve anlayışla yol almalarını nasip et. Âmin.”

T. Y.