Yazılı Fetva

Gayrimenkul zekâtının hesaplanmasında ticaret niyeti nasıl belirlenir?

520
11.02.2024

Hocam gayrimenkul zekâtı hesaplanırken TİCARET İÇİN OLMASI niyeti şartı konuşuluyor. Buradaki ticaret niyetini nasıl belirleyeceğiz?

Bir insan bir daireyi veya benzeri gayrimenkulü oturmak, kullanmak, kiraya vermek, yazlık yapmak, çocuklarına bırakmak, parasını korumak gibi niyetlerle satın alabilir. Bu niyetler için ticari niyet diyemeyiz.

Bir şeyi ticari maksatla alınması uygun fiyatını bulduğunda kâr edecek şekilde satmak için alması ise ticari niyettir.

Anlaşılıyor ki parayı değer kaybından veya çalınmaktan korumak için satın alınan gayrimenkul ticaret malı sayılmıyor. Ticaret malı olmayan gayrimenkulün de başka bir sebep yoksa zekâtı verilmesi gerekmez. İleride ev yapmak veya üzerinde ziraat yapmak için alınmış bir arazi böyledir. Zekât vermemek için satın aldığı binayı ticari maksatla almadığını söyleyen birisinin yaptığı zekâta karşı hile yapmaktır. Bu da onun imanı ile ilgili bir durumdur.

Böyle üzerinde zekât gerekmeyen bir gayrimenkulü olan kişi elindeki binayı veya arsayı satınca da o anda o arsa veya binanın zekâtı gerekmez. İnsan binasını veya arsa ya da dükkânını her an satabilir. Satar satmaz zekât payı diye bir şey gerekmez. Sattığı arsa veya binanın parası eline geçtiğinde diğer zekâtını verdiği paraya ilave olur ve zekât günü gelince hepsinin toptan zekâtı verilir. Eğer sattığı gayrimenkulün parasından başka parası yoktu ise bu sefer o paranın yılı dolunca elinde ise zekâtını verir.

Elindeki gayrimenkulün ne için edinildiğine yönelik bir niyet tereddüdü yaşıyorsa kişi burada da ihtimal üzerinden yol alınmaz. Zira niyet kesin karar demektir. İçinden öyle veya böyle gibi farklı kanaatler geçmesi niyet sayılmaz. Zekât da buna göre düşünülür.

Kullanmak ve satmak gibi iki niyeti aynı anda yapmış birisinin ise zekât vermesi gerekmez. Çünkü böyle bir niyet birleştirmede ticari olan değil kullanmak için olan niyet ağır basar.

Ticari niyetle bulundurduğu gayrimenkulü kullanıma çevirmeye niyet ettiğinde ise zekât düşer yani zekât vermesi gerekmez. Burada ibadetten kaçmak gibi bir hileye başvurması ise onun imanı ve ibadet anlayışı ile alakalı bir konu olarak görülür.

Nureddin Yıldız