Yazılı Fetva

Genetiği ile oynanmış bitkiler yiyecek olarak tüketilebilir mi?

1193
31.03.2022

Hocam dünya büyük sorunlarla ve hastalıklarla uğraşıyor. Bu hastalıklarda gıdalarla gelenler önemli bir yer tutuyor. Gıdada büyük riskler özellikle genleri ile oynanmış bitkilerle bulunuyor. Din adamlarımız bu konularda neden açıklama yapmıyorlar. Manavda satılan her bitki yenebilir mi? Siz bu konuda ne diyorsunuz?

1953 yılında genetik bilimi çalışmaları keşfedildiğinden beri hızlı bir şekilde teknoloji bahçemize/tarlamıza girmiştir. Derin sonuçlarına bakmadan çiftçi ve tüketici bu gelişmeden mutlu olmuştur. Bol ve ucuz ürün göz kamaştırmıştır. Küçücük kabaklar bir kişinin kaldıramayacağı kaya kadar olmuştur. Parmak kadar salatalık yetiştirilen tarlalardan keser sapı gibi salatalıklar getirilmiştir. Devletler de gelişmeleri elleri kolları bağlı gibi izlemişlerdir. Gelinen noktada toprak zayıflamış, haşerat türleri artmış, ne olduğu bilinmeyen bir mecraya sürüklenmiş tarım türü ortaya çıkmıştır.

Bugün insanlık büyük bir nimet, o nimet çapında da bir musibet yağmuru altındadır adeta. Gelişen teknoloji tarımda da kendisini gösterince mucizevi denecek ürünler alınmaya başlandı. Teknoloji tarlaya girdi, biri yüz yaptı. Teknoloji tarlaya girdi dertli bir bereket getirdi. Bu yeni durum insanın midesini şişirdi ve israfa sürükledi. İnsan yediğinden fazlasını neredeyse israf eder oldu. Allah’a sığınır ve akıbetimizi hayır etmesini dileriz.

“DNA’sı ile oynanmış bitkiler yiyecek olarak tüketilebilir mi?” sorusunun cevabı din adamlarından önce tıp adamlarından alınmalıdır. Allah Teâlâ’nın yarattığı nimetler içinde yasak olanlar sınırlıdır. Helal olanlar geneli oluşturacak kadar çoktur. İnsana zarar vermeyen şey ancak helal olabilir. Bu zarar da kısa veya uzun vadede aynı sonucu oluşturur. Bugün ne yazık ki, tükettiğimiz gıdaların bize ne verdiğini neyi götürdüğünü bilmekten bile mahrumuz. Manavlardaki görüntüler hele fiyatları düşükse gözümüzü kamaştırmaktadır. Daha fazla alabiliyor, gerekenden fazla yiyebiliyoruz. Şimdilik gündemimiz bu kadarla sınırlı kalmıştır. DNA’sı ile oynanmış bitkiler biyolojisi bozulmuş bir nesil getirmedi mi sorusunun cevabından herkes ürktüğü için gündemden uzak tutulduğunu zannediyoruz. Biz, hangi gıdaların genlerine müdahale edildikten sonra yenebileceği konusunda ilkelerimizi şöyle belirleyebiliriz:

  1. Uzun vadede bile olsa tüketildiğinde direkt olarak veya hayvanlar ve çevre yoluyla insana zarar vermiyorsa,
  2. İnsanlar bu eylemleri ile Allah’ın yaratmasına bir meydan okuma mantığı gütmüyorsa,
  3. DNA üzerindeki çalışmalar mesela domuz gibi kati ve tartışmasız bir haramla kaynaştırma nedeni olmuyorsa,
  4. Yeryüzü bitki ağını köklü bir değişiklikle etkileme gibi bir sonuca götürme riski yoksa genleri ile oynanmış bitkiler tüketilebilir.

Bitki dünyasındaki gelişmeler insanlar için bir kanserojen tehdidi oluşturuyor şeklinde bir iddia yüksek sesle dillendirildiği hâlde buna karşı gözle görülebilir bir önlem de alınmış değildir. Bu çalışmalar, dünyanın parasına hükmeden güçlerin eli altında yürütüldüğü için söz konusu ürünlerin insana, hayvana, tabiata hangi zararları verdiği ciddi bir şekilde gündem bile yapılamıyor.

Bizim, gübresinden üretilme tarzına kadar başta buğday olmak üzere hiçbir gıda hakkında din adına konuşma imkânımız olmuyor. Konuşulsa da etki alanımız yok denecek kadar küçülmüş durumdadır. Bu sorulara birinci dereceden muhatap tıp dünyası olmalıdır. Tıbbın “sakıncalı değil” dediği yenmelidir. Siyaset bunu kanunlaştırmalıdır. Fetva da bunun üzerine kurulu olmalıdır. Böyle bir sistem kurulana kadar da yiyebileceklerimizle yiyemeyeceklerimiz aynı sofrada karışık bir gıda anlayışımız ne yazık ki devam edecektir. Sadece bu konu bile aklımızı başımıza almamız için yeterli olmalı idi aslında. Hasbunellah…

Nureddin Yıldız