İnancımı korurken yanlış ortamda mücadele etmek beni sorumlu kılar mı?
Hocam ben şu an bu mesajı ağlayarak yazıyorum, yüreğim yerinden çıkacak gibi. Bir ortaokulda din kültürü öğretmeni olarak görev yapıyorum. Öğrencilerime her fırsatta Filistin davasını, Mescid-i Aksa’yı anlatıp bilinç kazandırmaya çalışıyorum.
Okulumuzda her görüşten öğrenci ve öğretmen var. Bu sene 23 Nisan kutlamalarında farklı bir şey yapmak istedim. Öğrencilerime Filistin kültüründen “dabke” dansı hazırlatarak sahneye çıkarmak istedim. Niyetim, bu vesileyle izleyenlere Filistin’i, Gazze’yi, Mescid-i Aksa’yı hatırlatmak ve öğrencilerimi şuurlandırmaktı.
Hazırlık sürecinde çocuklara Ebu Ubeyde’yi, Gazze’yi anlattım. Çok etkilendiler, “Artık neyi temsil ettiğimizi daha iyi biliyoruz” dediler. Fakat bazı öğretmenler duyunca karşı çıktılar. Bu da beni yıldırmadı, doğru yolda olduğumu anladım. Filistin’in adını duymaya tahammül edemeyen insanlar var. “Avrupai” olmaktan gurur duyanlar var. Ben de dedim ki:
"Bu gün dünya çocuklar günü ise, Gazze’deki çocuklar da bu dünyanın çocuğu!"
Bu niyetle bir adım attım. Ama içim içimi yiyor, acaba böyle bir ortamda bulunmakla hata mı ettim? Bu etkinliği yapmasam daha mı iyi olurdu?
İkinci sorum ise şu: Öğretmenler odasında sürekli dine saldırılıyor. “Tarikata giren zengin oluyormuş, bu nasıl olurmuş?”, “Kur’an’ı Allah gönderdiyse neden bir insan (Hz. Ömer) kitap haline getirdi?” gibi laflar edip gülüyorlar. Bunları söyleyenler çoğunlukla ateist ama üzülüyorum ki dindar olduğunu söyleyen bazı kişiler de dine laf ediyor.
Mesela biri, “Kadir Gecesi affedildim artık ilk günahım altın vuruş olsun.” dedi. Bu sözlere içim dayanmazken, çevremden “çok abartıyorsun, karışma” diyorlar. Ama dinim söz konusu olunca susamıyorum. Böyle düşünen ve konuşan insanlarla günlük sohbetlere devam etmeli miyim?
Yoksa Allah’ın dinine düşman oldukları için selam bile vermemeli miyim?
Allah Teâlâ yardımcınız olsun.
Size iki kısa cümle kuracağım, umarım maksadımı anlatabilirim:
- Domuzdan kıl koparmak diye bir atasözü vardır.
- Kendiniz ezanlı bir yörede olsanız da dinin garip olduğu günlerde yaşıyor, gerçek de böyledir. Garipsin, garipliğini bil, kıymetini bil.