Video Fetva

Kadere iman

8844
23.04.2012

Kadere iman

Kadere iman etmek, imanın esaslarından birisidir. ‘İmanın esaslarından birisidir’ deyimi şu gerçeği vurguluyor: Bir insan kadere de iman etmedikçe mü’min sayılmaz. Kadere iman etmek, bizim kendiliğimizden ‘imandandır’ diye belirlediğimiz bir esas değildir. Çünkü bir şeyin iman edilmesi gereken esaslardan olduğu kararını Müslümanlar veremezler. Neyin imanla ilgili neyin de imanın esaslarından olmadığını sadece Allah ve peygamberi Muhammed aleyhissalatü vesselam kararlaştırabilir. Kadere iman veya herhangi bir iman esası Ancak Kur’an ayetleriyle ve sahih hadisi şeriflerle tespit edilebilir. Zayıf hadisler de iman esaslarını belirlemek için yeterli kaynak değildir. İmanın esasları dediğimiz Allah’a iman, meleklere iman, peygamberlere iman, kitaplarına iman, ahiret gününe iman ve öldükten sonra dirilmeye iman -yani ahiretin ayrıntısı olarak- ve ilave olarak da kadere imandır. Son zamanlarda kadere iman etmenin İslam’ın iman esaslarından olmadığına dair bazı iddialar ortaya atılmıştır. Bu iddiaların dayanağı, Kur’an-ı Kerim’de iman esasları olarak sayılan şeyler arasında kadere imanın bulunmayışıdır. El hak, Kur’an-ı Kerim’de direkt ‘kadere de iman edin’ şeklinde bir beyan yoktur. Ama Kur’an’ın ‘ne veriyorsa peygamber onu alın’ dediği sahih hadisi şeriflerde kadere iman vardır. Dolayısıyla kadere iman etmek gerektiği hadisi şeriflerden yani peygamber aleyhissalatü vesselamın lisanından öğrenilmiştir. Namazların beş vakit olduğu da peygamber aleyhisselamdan öğrenilmiştir. Zekâtın ayrıntıları da ondan öğrenilmiştir. Orucun ayrıntıları da ondan öğrenilmiştir. Hac, ki İslam’ın beş esasından biridir, tamamına yakını, hac esası, hac işleyişi, hac programı peygamber aleyhisselamdan öğrenilmiştir. Biz Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’e iman ettiğimiz gibi sahih yani peygamber aleyhisselama ait olduğu kesin olan hadisi şeriflere de ‘iman’ olarak bakıyoruz. Bu nedenle kadere iman esasımız yani mü’min olmak için kadere de iman etmek gerektiğine dair düşüncemiz Ebu Hanife’nin veya İmam Şafii’nin içtihadıyla ortaya çıkmış değildir; peygamber aleyhisselamın lisanından duyulmuştur. Bu herhangi bir müçtehidin içtihadıyla değildir. Zaten müctehidlerin içtihadıyla iman esasları belirlenmez. Fıkıh konularında müctehidler içtihad ederler. Peki, kadere iman etmek ne demektir? Çok kısa ifadeyle, kadere iman etmek demek, her şeyin Allah’ın yazmasıyla olduğuna iman etmektir. Benim şuradaki oturuş tarzım, şu söyleyeceğim sözler, değil ben yaratılmadan hiçbir insan yaratılmadan önce bile Allah’ın kaderinde yazılmıştı. Bu ayrıntıya varıncaya kadar, bir karıncanın ayrıntılı hayat hikâyesi de bir insanın ayrıntılı hayat hikâyesi de Allah’ın kaderinde vardır. Buna bu şekilde iman ediyoruz. Şimdi Allah’ın kaderi yazdığına dair itirazların temelinde insanlar böyle bir şeyi ‘tembellik gerekçesi’ olarak kullanıyorlar diye bir mantık var, ‘Allah yazdıysa oldu, Allah yazdı oldu, o zaman biz nereden mesul olalım, Allah’ın yazdığı gerçekleşiyor’ şeklinde itiraz var. Her halükarda bu doğru değil. Allah olacakları yazdı, kader odur. Bir kulun yapacağı şeyleri biliyordu Allah, bu kul böyle yapacak diye yazdı, o yazgı da değişmiyor. Bir başka meselemiz, “Kur’an-ı Kerim’de iman esasları arasında kader sayılmıyor” deniyor ama kaç ayet var Kur’an-ı Kerim’de, o ayetler bir yaprağın -bir yaprak ağaç yaprağının- sallanıp düşmesinin bile levhi mahfuz’da kayıtlı olduğu yazılı. وَمَا تَسْقُطُ مِن وَرَقَةٍ إِلَّا يَعْلَمُهَا Bir tek ağaç yaprağının düşmesinin bile hesap kitap işi olduğu, toprağa atılan tek bir buğday tanesinin bile planı projesi olan bir iş olduğunu söylüyor Kur’an. Sonra da her şeyi Allah’ın kaderiyle gerçekleştirdiği bir dünyada olduğunu söylüyor. Bütün bu hakikatler yani bir ağaç yaprağının bile kaderi yazıldığını söyleyen Allah’ın kitabında insan mı kader dışı kalacak?
Elbette insan da insanın hayatı da, Müslümanların hayatı da, kâfirlerin hayatı da Allah’ın kaderinde vardır. Allah’ın kaderinde olmayan bir şey yoktur. Kur’an bunu zikretmemiştir, doğru. Bu şekilde iman edin diye zikretmemiştir ama Allah’ın kaderinin ayrıntıları Kur’an-ı Kerim’de var. Her şeyi Allah’ın çok güzel bir kaderle yazdığına dair ayetler var. Ağaç yapraklarına dair bile seri numarası verilip o seri numarasına göre işlem yapıldığına, barkot numarasına göre işlem yapıldığına dair ayet var. Bütün bunlar ortada dururken “kadere iman Kur’an’da yoktur” denemez. Peygamber aleyhissalatü vesselamın sözlerini, sahih hadisi şeriflerini dışlamak bambaşka bir cinayet tabi. O başka bir cinayet. Hayır, doğru şudur; Kur’an-ı Kerim’de işaret olarak zikredilmiştir, hadisi şerifte açıkça zikredilmiştir. Kadere iman etmek mü’min olmanın altıncı şartıdır. Bunu inkâr edenin imanından tereddüt ederiz. Direkt inkâr edenin imanından tereddüt ederiz ama tevil yaparak, şu şu demektir, bu demektir diyenin imanından şüphe etmesek de bizim cemaatimiz mü’minlerin cemaatinin içinde bir fitne oluşturmasından dolayı ondan da rahatsızlık hissederiz. Biz kadere iman eden mü’minleriz. Kaderi suiistimal edenlerden değiliz. Kaderi bahane gösterip tembellik yapanlardan değiliz. Kadere iman eden ve insan olarak da her şeyi en iyi şekilde yapmaya çalışan bir peygamber aleyhisselamın ümmetindeniz.

Nureddin Yıldız