Yazılı Fetva

Kasas Suresi 30. ayette Allah’ın ağaçtan seslenmesi ne anlama geliyor?

419
19.04.2025

Hocam, Kasas Suresi 30. ayetini tam olarak anlayamadım. Ayette, Hz. Musa’ya “Ben, âlemlerin Rabbi olan Allah’ım” şeklinde sesleniliyor ve bu sesleniş bir ağaç tarafından gelen bir ses gibi anlatılıyor.

Bu olayın Hristiyanların “Tanrı’nın bedenleşmesi” veya putperestlerin Tanrıyı bir varlıkla özdeşleştirmesi gibi anlayışlardan farkı açık ama tam olarak ne olduğunu kavrayamadım. Bu olay nasıl anlaşılmalı?

(“Oraya vardığında, vadinin sağ tarafındaki mübarek bölgede, bir ağaçtan şöyle nida olundu: ‘Ey Musa! Şüphesiz ki Ben, âlemlerin Rabbi olan Allah’ım!’") Kasas Suresi 30. Ayet.

Olay şu şekilde özetlenebilir: Musa aleyhisselam, Mısır'dan çıkıp Medyen'e gitmiş, orada yıllar geçirmişti. Ailesiyle dönerken Sina Dağı yakınlarında Tûvâ Vadisi'nde bir ateş fark etti. Oraya yönelince, bir ağaçtan gelen bir sesle Allah Teâlâ ona vahiy yoluyla hitap etti. İşte bu olay, ilk peygamberlik tebliğidir. Bu ses yaratılmış bir ağaçtan geliyor gibi duyulsa da gerçekte bu, Allah’ın doğrudan Musa’ya aleyhisselam konuşmasıdır.

Bu olayda birkaç özel yön var:

  • Allah’ın konuşması (Kelâm sıfatı) Musa’ya aleyhisselam özel bir mucizedir. Diğer peygamberler Cebrail vasıtasıyla vahiy alırken, Musa aleyhisselam bizzat Allah’ın sesiyle muhatap olmuştur. Bu yüzden ona "Kelîmullah" (Allah ile konuşan peygamber) denmiştir. Kur'an’da bu durum açıkça belirtilir: "Allah, Musa ile doğrudan konuştu." (Nisâ Sûresi, 164. âyet)
  • Ağaçtan sesin gelmesi mecazi değil, yaratılmış bir vasıta üzerindendir. Allah zaman ve mekânla sınırlı değildir. Ancak kulun işitmesi için bir vasıta yaratır. Bu olayda Allah, Musa’ya aleyhisselam olayın künhüne vâkıf olamayacağımız bir şekilde bir sesi bir ağaçtan geliyor gibi yaratmıştır. Ancak bu ses ağacın kendisine ait değildir, Allah’a aittir. Bu bir kelâm sıfatının tecellisidir.
  • Bu hitap, “Ben Allah’ım” şeklindedir; bir mahlûkun kendini ilah sanması değildir. Putperestlerde veya Hristiyanlıkta görülen "ilahlaştırma" olaylarında bir beşerin kendini tanrılaştırması söz konusudur. Oysa burada Allah Teâlâ, bizzat kendi kelâmıyla Musa’ya aleyhisselam “Ben Allah’ım” demektedir. Aradaki fark şudur, Hristiyanlar, İsa'nın aleyhisselam beşer olmasına rağmen ilah olduğunu iddia etmişlerdir. Putperestler, cansız varlıkları (putları, yıldızları, hayvanları vs.) ilahlaştırmışlardır. Oysa burada ne ağaç ilah ne ses mahlûktur. Bizzat Allah’ın kendisi konuşmakta, kula duyurmak için bir yer/şekil yaratmaktadır.

Allah Teâlâ, Musa’ya aleyhisselam peygamberlik görevini vereceği sırada, ona büyük bir mucizeyle, doğrudan kelâmıyla hitap etmiştir. Bu konuşma ne ağaçtan gelen bir ses ne de Musa’nın aleyhisselam hayalidir. Bu, Allah’ın kelâm sıfatıyla yapılan gerçek bir hitaptır.

Bu olay bize şunu da öğretir:

Allah isterse ateşte de tecelli eder, ağaçta da ama ateşi ya da ağacı ilahlaştırmak şirktir.

Biz, o sesi değil, o sesi yaratanı ilah kabul ederiz.

T. Y.