Kız çocuklarının eğitim hakkını kısıtlamak dinen doğru mu?
Hocam benim üniversite çağında bir kızım var. Kızımı lise sona kadar hem dini ilim hem de eğitim açısından en iyi okullara göndermeye çalıştım. Bir de büyük kızım var, yaklaşık bir senedir bir cemaate yatılı olarak gidiyor ve ben de oranın sohbetlerine katılıyorum. Hocalarımız, sohbetlerde kız çocuklarının okumasının ve çalışıp para kazanmasının dinen hoş görülmediğini söylüyorlardı. Bu sebeple, küçük kızımı okuldan aldım. Ona da bu kararı anlattım. İleride kendi parasını kazanmasının evliliği için uygun olmayacağını söyledim.
Ancak kızım bazı branşlarda çok başarılıydı ve büyük hedefleri vardı. Şimdi hiçbir şey yapmıyor. Vebale girmemek adına böyle bir karar alırken, onun hakkına mı giriyorum diye düşünüyorum. Çünkü öncesinde ondan büyük başarılar bekliyorduk. Babasıyla birlikte okuldan aldıktan sonra kitaplarını ve defterlerini de çöpe attım.
Diğer çocuğuma çok daha fazla imkân sağlamıştım; acaba evlatlar arasında ayrımcılık mı yapıyorum yoksa dinen doğru olan bu mu? Eskiden daha dışa dönük bir aileydik; kızımı dışarı da çıkarmıyorum artık. Sadece haftada bir-iki sohbetlere veya şehir dışındaki bir yere götürüyorum. Kızım bazen yürüyüşe gitmek veya bir yere katılmak istiyor ama göndermiyorum ve ona sürekli kadının yerinin ev olduğunu anlatıyorum.
Son zamanlarda psikolojik olarak biraz kötüleşmiş gibi görünüyor. Bu durumda ne yapmam gerekiyor? Onu evlendirmeli miyim acaba? (Kızım reşit, on sekiz yaşında.) Böylece vebali bizden çıkar mı? Sizden bu konuda bir yol göstermenizi bekliyorum.
Ümmetimiz “oku” emriyle ilk muhatap olan ilim ümmetidir. Hangi yaşta olursak olalım ilimsiz bir hayatımız olmamalı. Hem kendimiz hem de çocuklarımız için bu ilim yolunda ilerlerken tercihler yapmak zorunda kalıyoruz çoğu zaman. Çocuklarımızı da hiçbir yere göndermeyelim, evde tek başına yetiştirelim diyecek bir zeminde de değiliz. Hem onları okuma hayatından hem de sosyal bir hayattan alıkoymadan hareket etmemiz gerekmekte. Okuma adı ile gönderdiğimiz ortamlarda ahlaki yönden bir erozyona uğrama söz konusu olabilir, bunu da istemeyiz ama bu sonuç olmaması için çevreden gördüğü kötü örneklere inat başta ailesi olmak üzere güzel örnek alacağı bir çevre oluşturmalıyız. Eğer kendi kabiliyetine göre bir meslek elde etmek istiyorsa sizin kriterlerinize göre alternatif bir kurum tercih edebilirsiniz; açık lise veya kabiliyete göre farklı eğitimler de söz konusu olmakta. Mü’min olarak her eğitimi alamayız, her kitabı okuyamayız ama mutlaka ama mutlaka okuduklarımız, eğitimlerimiz olmalı her an. Evlatlarınızın eğitim süreçlerini onlarla olan ilişkilerinizi de yıpratmadan ilerletebilmek için onların da doğal isteklerini göz ardı etmeden konunun uzmanı olan kişilerle istişare ederek hareket etmemizde de fayda olacaktır biiznillah. Bununla beraber bulunmalarını istemediğimiz ortamların bir alternatifini bulmak, kabiliyetlerini geliştirebilecekleri meşguliyetleri oluşturmak da aynı şekliyle ailenin sorumluluğunda olduğunu da unutmamalıyız.
Çocuklarımızı çevreden koruyup ahlaklı, dinini yaşayan birey olarak yetiştirme sevdanız çok mübarek; Rabbim yardımcınız olsun. Her şeyin maddeleşmeye doğru gittiği bir dönemde siz maneviyatını düşünüyorsunuz, mübarek olsun. Bunu yaparken de şeytanın sizin de hedefinizde olduğunu unutmayın sakın. Bu sebeple koruyayım derken fıtratını arka plana atarak bir tavır takınmamaya özen göstermelisiniz. Sohbete götürmeniz güzel ama onun da hoşlanacağı uygun ortamlara da gitmeli; yürüyüş yapmak istemesi de uygun yerlere gittiği takdirde engel olunmamalı. “Kadının yeri evidir” hakikatini, asla dışarı çıkmaması gerekendir olarak değerlendirmememiz gerekir. Onun için yapılması mübah olan hangi iş varsa o işi görmek için evden çıkmasında sakınca vardır diyen bir âlim olmamıştır. Sakınca; ölçünün kaçmasında ve âdeta kaş yaparken göz çıkarılmasındadır. Biz fıkıh öğreniriz, fıkha göre yaşarız, insan da toplumsal bir varlıktır ve bu sebeple her an insan ile iç içe olabilmekte. Fıkıh bilen bir insan sınırlarını bilerek hareket etmeli. Tabi ki kadının rahat ettiği, fitneden uzak olan yerinin de evi olduğu da unutulmamalıdır. Kızlarımızın ahlakının ve iffetinin her şeyden üstün olduğunu da bilerek adımlarımızı atarız.
Son olarak şu gerçeği de bir kardeşiniz olarak hatırlatmak isterim, insanız, beden sağlığımız kadar ruh sağlığımız da önemlidir. Şeytan her insanla olduğu gibi bizimle de uğraşmakta. Adımlarımızı atarken psikolojisi bozulmuş olmamamız gerekir. Huzur bizim için vazgeçilmez bir duygudur. Mü’minliğimizden huzur duyarız ama insanın boşluğa düştü hissine girmesi ruh sağlığımızı olumsuz etkiler. Aman çocuklarımızı bu ruhsal sürece girip bocalamasına izin vermeyin. Fıtratı, istekleri ile paralel adımlar atmaya çalışın.
Rabbim yardımcımız olsun.
FETVA ETİKETLERİ
aile baskısı baskı eğitim ergenlik evlendirmek hafızlık hoca kız çocuğu okul okula yollamamak universite yasak