Mektuplar

Savaş kaygıları karşısında iman ve psikolojik duruş nasıl olmalı?

891
23.11.2024

Hocam bugünlerde birçok kişinin dile getirdiği ve hatta detaylarıyla hazırlıklarını açıkladıkları bir konu var: "Türkiye savaşın eşiğinde." Bu söylemler karşısında nasıl bir duruş sergilememiz gerektiğini hadisler ve ayetler ışığında az çok biliyoruz.
Kıyamet kopsa da elimizdeki fidanı dikmeye çalışmak, kulluğumuza daha çok dikkat etmek, itina ile ibadetlerimizi artırmak... İşte böyle hazırlanmanın en doğru yol olduğuna inanıyoruz.

Ancak özellikle Filistin'deki katliamın görüntülerinin etkisi, belki de anne olmamın verdiği hislerle, zihnimden şu soruları bir türlü çıkaramıyorum: "Savaş olursa ne yaparız?", "Ayakta durabilir miyiz?"

Bu sorular zihnimi meşgul ediyor. Sizlerden bu noktada bir reçete, hâlihazırda var olan videolarınızdan ya da yazılarınızdan tavsiyeler istiyorum. Çünkü tüm gayretlerime rağmen imanımın zayıflığı gerçeğiyle yüzleşmekten ve tedirginliklerime kapılıp gitmekten Allah’a sığınıyorum.

Açık konuşmam gerekirse, imanımın, psikolojimin ve insanlığımın savaş gibi bir durumda nasıl bir hal alacağından emin değilim. Bu düşünceler beni korkutuyor.

Dünya böyle bir yerdir, hayat da budur. Biz, birilerinin bize vaat ettiği şirin dünya hayallerin fazla dalmış bulunuyoruz. Dünya sadece bir sınav yeridir. Sınavı yapan Allah’tır. Sınav olarak da kimi zaman nefsimiz, kimi zaman en yakınlarımız, dostlarımız olarak karşımıza çıkar. Bazen de dünya canavarları, küfür milleti karşımızda durur. Bir başka zaman da kendi dindaşlarımız, ırkdaşlarımız bizi ezmeye çalışır. Hayat budur, böyle gelmiş, böyle gidecektir.

Biz ne yapacağız?

Meselenin aslı mü'minin ölüme hazır olması veya olmamasına dayalıdır. İnsan aslında bu şirin zannettiği hayattan kopmayı gerektirecek acılara daha çok takılır. Savaş veya benzeri tehlikeler ucunda ölüm olabileceği için ürkütür. Ölüme hazır olmaya çalışanın psikolojisi ile dünyayı cennet zannedenin psikolojisi aynı olamaz. Bunun için de böyle zamanlarda: 

  • İmanınızı ve cenneti cehennemi ile ahireti size hatırlatan dostlarınız yakınınızda olsun, çevrenizi onlardan oluşturmaya çalışın.
  • İbadetlere daha çok sarılın. Farzlara ilave olarak nafilelere bilhassa gece teheccüd namazına önem verin.
  • Çokça dualar edin. Zikir yapın.
  • Gündemi olumsuzluklarla dolu olan ve savaş bülteni gibi konuşması olanlar yakınınızdakiler bile olsalar onlarla sıcak temasınızı azaltın, asgariye indirin.
  • Çokça Kur'an okuyun, sesli Kur'an okumanın huzura katkısı çoktur.
  • Yaşadığınız ülkeyi kendi çiftliği gibi kullanan yöneticilere sıcak bakmayın, onlara tepkinizi samimi bir şekilde iletin. Böylece oluşabilecek bir kötülükte sizin katkınız bulunmamış olsun.
  • Aile hayatınızı güçlü ve canlı tutun. Neşelenmeyi, helal dairede eğlenmeyi bilin.
  • Ekonomik olarak stres yapmadan işinizi gücünüzü aktif tutmaya çalışın.
  • Ve sabredin.
Nureddin Yıldız