Yazılı Fetva

Sinema ve dizi çekmek veya izlemek Müslüman’a haram mıdır?

4702
01.02.2023

Hocam özel bir sohbette sinema ve tiyatro gibi yöntemlerin caiz olmayacağını, Müslümanların öyle işlerle uğraşamayacağını söylediler. Söyleyen de sevdiğimiz bir hocaydı. O ortamda size ulaşıp sormak istedim mümkün olmadı. Şunu öğrenmek istiyorum: Müslüman için bir sinema üretmek veya seyretmek, bir dizi film üretmek izlemek yasak işler arasında mıdır? Biz Müslümanlar olarak bunları yapamaz mıyız? Sadece yasak haram günah mı dememiz gerekiyor? Bunun bir çıkışı yok mudur?

Sinema, tiyatro ve benzeri çalışmalar bin dokuz yüzlü yıllar ile beraber insanlarla buluştu. Bu nedenle de kadim âlimlerimizin bu konuda ne dediklerini bilmemiz mümkün olmamaktadır. Sinema, film, dizi film ve benzeri görsel ürünlerle alakalı ancak bu dönemin âlimleri bir görüş belirtebilirler. Bu görüşleri de sizin için şu şekilde derleyebilirim:  

  1. Müslümanlar olarak adeta haritadan silinmeye çalışıldığımız bir dönemin ürünü olan sinema ve daha sonraki bağlantılı ürünleri hakkında ilk dönem âlimleri ilk refleks olarak olumsuz kanaat kullanmışlardır. Geçen asrın ellili yıllarında yavaş yavaş bu konu hakkında ilim adamlarının kanaatleri yazılıp konuşulmaya başlandı. Yetmişli yıllarda ise kurullarda konuşulur oldu. Bugün ilim adamlarımızın bu konuda ne dediklerini net bir şekilde görebileceğimiz bir dokümandan söz edebiliriz.
  2. Bir grup âlim, ilk sinema örneklerinin hiçbir Müslüman’ın katkısı olmadan ortaya çıkmış ürünler olmasından yola çıkarak sinemanın caiz olmayacağını söylemişlerdir. Sinema ile ortaya çıkan ürünler ve aktörlerin oluşturduğu dinden soyutlanmış ve soyutlandırıcı ortama bakarak bu tespitlerini güçlendirmişlerdir. Reşid Rıza başta olmak üzere Yusuf Karadavi ve bazı âlimler ise direkt olumsuz kanaat kullanmadan ayrıntıya girerek meseleyi ele aldıklarını görüyoruz.
  3. Sinema ve türevleri denebilecek temsil çalışmalarının caiz olabileceğini düşünen âlimler konuya genel hatları ile şu açıdan baktılar: 
    - Bu bir insan çalışmasıdır. İnsanın yaptığı işlerde esas olan mubah olmasıdır. Mubah olmaması için dinin yasaklarından bir yasakla çelişmesi gerekir. Sinema ve benzeri ürünlerin direkt haram olacağını söylemek yerine mubah olması gerektiğini ama haramla birleştiğinde haram olacağını söylemeliyiz demişlerdir.
  • Sinema neticede bir eğlencedir. Eğlence de aslında mubahtır. Sakıncalı boyutu olduğunda sakıncası kadar yasak hükmü alır.
  • Sinema, dizi film ve türevleri toplumu eğitme hatta ahlâk kazandırma gibi iyi alanlarda da kullanılabilir.
  • Sinemanın bir ileri nokta olarak İslam’a hizmette de kullanılması mümkündür. Bu noktadan bakılınca da gerekli bir ürün olarak görülmesi bile mümkün olmaktadır.
  1. Konumuz olan sinema, dizi film ve tiyatro gibi çalışmalar dinimizin haramları ile birleşiyor ve haramları işlemeye neden oluyorsa zaten hükmün ne olacağını ilan etmeye de gerek yoktur. Allah’ın haramlarından biri dünyanın neresinde ve hangi ortamda işlenirse orası Müslüman için kapalı ve yasaklı bir yer olacaktır. Müslümanlar olarak biz erkek kadın karma ortamlarının oluşmasına, alkol, cinsellik, kumar ve benzeri haramların reklam edilmesine, ibadetlerin ihmal edilmesine sebep olan her ne varsa ona -mü'min olarak kalmak istediğimiz sürece- hiçbir zaman çıkış yolu bulamayacağız.
  2. Bir diğer önemli konu da son yıllarda sıkça örneği ile karşılaştığımız bir sorundur:
    Muasır bir güç olarak sinema ve türevlerinden dinimiz adına yararlanma maksadıyla kurulmuş şirketler, yapılmış çalışmalar hatta Müslümanlardan toplanmış sadakalarla yapılmaya çalışılan işler ortaya çıkarılmıştır. İyi niyet iddiaları ile başlayan bu tür çalışmaların bir zaman sonra diğerleri ile farksız gibi sonuçlara götürmesi derin düşüncelere neden olmuştur. Eskilerin ifadesiyle “kaş yaparken göz çıkarmak” olarak görülebilecek bu çalışmalar yeni nesil için pahalı bir örnek, telafisi zor hasarlar oluşturmuştur. Bir iki kişinin heyecanlı kararları ile yapılan işlerden bütün ümmeti kuşatacak olumlu sonuçlar beklemenin riski açık bir şekilde anlaşılmıştır. Sinema ve türevlerinin getirdiği ile götürdüğü iyi ölçülmeli ve “Allah için yapılacağı” söylenen bir iş muhakkak Allah’ın şeriatına göre yapılmalıdır.
Nureddin Yıldız