Tıp eğitiminde çalışma düzeni ve dini hassasiyetler nasıl dengelemelidir?
Hocam ben tıp fakültesi altıncı sınıf öğrencisiyim. Bize bu sene öğretim üyesi eşliğinde yaptığımız uygulamalar karşılığında asgari ücret veriliyor.
Fakültemizde kontenjan çok kalabalık, o sebeple bulunduğumuz bölümlerde bazı sıkıntılar oluyor. Bizi gruplara bölüyorlar, o gruplarda örneğin dört kişi oluyoruz ama bulunduğumuz klinikte iki kişi işi aksatmadan bitirebiliyor. Bu sefer öğrenciler asistan doktorlarla anlaşıyorlar ve o kliniğin görevini iki kişi yaparken diğer iki kişi ders çalışmaya veya eve vs. gidiyor. Bir gün bir grup diğer gün diğeri veya kendi belirledikleri düzende birbirlerini tolere ederek işi aksatmadan götürüyorlar. (Bu sadece bizim üniversitemize has bir durum değil diğer fakültelerde de var adına “Of'a” çıkarma diyoruz.) Ancak bu durumdan hocaların haberi yok, asistan doktorlar hocaların haberi olması halinde izin vermeyeceklerini bu yüzden gizli olmasını istiyorlar. Hocaların bu yapılana izin vermeme sebebinin de hocaların işleyişi bilmemeleri olduğunu söylüyorlar çünkü bir grup geliyor kırk kişi diğer grup altmış kişi, yirmi kişi fazla oluyor. Onların orada boş boş durmasının bir mantığı yok, zaten o kadar yer de yok. Beş kişinin oturabileceği kadar yer var diyorlar. Bu kontenjan fazlalığını hocalarımızın görmezden gelme sebebini bilmiyoruz.
Bir de bulunduğumuz kısımlarda sekreter veya personel açığını kapatmak için bize yönetmeliğimizde yazanın dışında işler yüklüyorlar. Hatta bazı kısımları biliyoruz, oraya çıkan sadece sekreterlik yapıyor. Orada olduğumuz sürece yapmıyorum demeye kimse cesaret edemiyor bölümden geçirmezler korkusuyla. Bu sebepten madem böyle bir adaletsizlik var açıktan hakkımızı arayamıyoruz. (Daha büyük haksızlıklara uğrarız diye.) O zaman biz kendimiz bu şekilde gizli olarak adaleti sağlayalım, hem de boşa vakit harcayacağımıza ders çalışır daha yetkin bir doktor oluruz düşüncesi var.
Bazıları da bizim aldığımız ücretin maaş olmadığını destek için ücret olduğunu orada oluşumuzdan bağımsız olarak verildiğini bizim vesvese yaptığımızı söylüyorlar.
Bizim içimize sinmedi. Kendi içimizde bu adaleti sağlama çabası ne kadar doğrudur, aldığımız para helal olur mu diye sormak istedik.
Hiç bu şüpheli işlere girmeyip her gün gelelim dedik ve sizden bir cevap alana kadar böyle yapacağız. Böylesi şüpheden daha uzak görünüyor ancak özellikle de görevimiz olmayan işler için vaktimizi israf etmek istemiyoruz. Hem de bu ihtilaf ortamında daha az kalmak istiyoruz.
Bir de seneye kadar erkeklerle zorunlu olmayan hiçbir konuşmaya girmeden ve o karışık ortamda en az bulunacak şekilde yürütmeye çalıştım ve hastalarımı da kadın hastalardan seçerek devam ettim. Şimdi hasta seçme imkânımın çok kısıtlı olduğu bir ortamdayım. Bazı bölümlerde grubumuzu kendimizin seçmesine izin var. Ben bu ortamlarda erkek hastaya sonda takmak, rektal tuşe yapmak veya avret bölgesi muayenesi yapmak, ameliyathaneye inmek (steril olmak gereken durumlarda kollarımızı yıkamak için açıyoruz) gibi beni vicdanen çok zora sokan işleri erkeklerden yapmasını istemek için grubumuzda erkeklerin de olmasını istedim ve tamamen kız olmasın diye düşündüm. Bunun için de bu hassasiyetimizi az çok anlayacak bir erkek grubu ile grup kurduk. (Biz direkt iletişime geçmedik o erkekli grupta olan bir ablayla konuşup girdik gruplarına.)
Ancak bu yaptığımız doğru mu bilmiyoruz. Bu güne kadar erkeklerle olan mesafemiz arkadaşlarımız tarafından da bilinen bir durumdu. Şimdi böyle yapmamıza Müslüman kimliğinize yakışmadı şeklinde tepki aldık. Biz durumu anlattık ama bazı arkadaşlarımız için kız kıza bir grup olup veya erkekler olsa bile kendi işimizi kendimiz yapıp onlarla konuşmamak daha doğru geliyor. Böyle olunca biz de şüpheye düştük nasıl bir yol izleyelim? Eğer konuşmamız dokunmamızdan daha doğru ise bunu erkek hastaya temas gerektiren bütün muayenelerde karın, yüz vs. kullanabilir miyiz?
Biz kadın hastalar ve erkek çocuklar üzerinden öğreniyoruz, bu konuda bilgi eksiği bırakmamaya gayret gösteriyoruz.
Hakkınızı helal edin hocam, Allah razı olsun.
a-Tıp budur, böyledir. Bunu eğitim kalitesinden ödün vermeden değiştirmek zor gibi görülmektedir. Siz, kendi adaletinizi kendiniz tanzim ederek ileriki kaçamaklara da kapı aralamış olabilirsiniz. Özet olarak şunu söyleyebilirim: Bölüm sorumlusu hocanız izin vermedikçe oradan on dakika ayrılmanız bile caiz olmaz. Mesele sadece ücret meselesi değildir. Sizin orada ücret almanızdan önce mesleğin inceliklerine vakıf olmanız söz konusudur. Bu incelik sadece tıbbi bilgi değildir; kalabalık veya az insanlarla muhatap olmak, göreve sadakat gibi başka yerde elde edemeyeceğiniz birikiminiz olmaktadır. Görevi hocadan izinsiz terk etmeniz iş aksasın veya aksamasın yanlıştır. Böyle başlarsanız doktorluğunuz da tartışılır olur Allah göstermesin.
b-Avret hassasiyetiniz elbette imanınızdan ve hayanızdan geliyor. Keyfi bir durum olmadıkça hastanede ve tedavi şartlarında zaruretler söz konusudur. Sizin erkeğe sonda takılmasını bilmemeniz mesleğiniz açısından bir eksiklik olacaksa zaruret şartlarına göre hareket edebilirsiniz. Doktor olduktan sonra kendinizi evinizdeki gibi rahat hissetmeniz elbette mümkün olmayacaktır. Dikkat edeceksiniz, tavizden yana olmayacaksınız ama ameliyathane şartlarına uyacaksınız.
Allah yardımcınız olsun.
FETVA ETİKETLERİ
doktor erkek hasta hastane intern kadın doktor maaş mahremiyet sonda tıp fakültesi tıp ilmi tıp öğrencisi