Video Fetva

Telefon ahlakımız

5984
22.04.2012

Telefon ahlakımız

Telefon bizim günlük hayatımıza ait bir alet ise eğer, Müslüman olarak günlük hayatımız, gecelik hayatımız Allah’ın şeriatına göredir. Bizi en tabii ihtiyaçlardan olan tuvalette bile başsız, kontrolsüz bırakmayan dinimizin telefon gibi bir cihazı istediğimiz gibi kullanmamıza izin vermesi mümkün değildir. Evet, telefon mubah bir alettir. Mubah alettir demek, kullanmak farz değildir, vacip değildir, mekruh değildir, haram değildir; mubahtır. Ama yemek de mubahtır. Nasıl yiyebileceğimizi, hangi kaşığı hangi elle tutacağımızı, çatalı nasıl kullanacağımızı, ekmeği nasıl çiğneyeceğimizi Allah belirliyor, dini belirliyor. Kesinlikle kontrolsüz bir telefon olamaz. Bilhassa cep telefonunun yaygınlaşmasından sonra çoluk çocuğun da elinde, cebinde, çantasında, poşetinde telefonların bulunması nimet olarak bütün insanlığın istifadesine sunulmuş ama bir telefon görgüsüzlüğü, telefonu edep dışına taşırma uygulaması gitgide yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu nedenle bir telefon terbiyesinden, telefonu fıkha uygun kullanmaktan muhakkak söz etmeliyiz. Çocuklarımıza araba teslim ederken ehliyet aradığımız gibi on yaşında on beş yaşında delikanlılara telefon cihazını teslim ederken de telefon adabı bilip bilmediğini kontrol etmeliyiz ki, Şeriatı olan insanlara olduğumuz, Allah’ın dinine bağlı mü’minler olduğumuz belli olsun.
Bir; telefon kesinlikle helal bir nesne olmalıdır. Hattından cihazına kadar helal olmayan bir telefon bizim telefonumuz olamaz.
İki; telefon, kul hakkına tecavüz nedeni olmamalıdır. Sadece camilerde ve hastanelerde telefon cihazıyla konuşmak sakıncalıdır dense, bu yanlıştır. Uyuyan bir bebeğin yanında da telefon cihazına dikkat etmek gerekiyor. Telefon bizim kul hakkı ihlalimize neden olursa, o alet zararlı alettir. Bu nedenle telefon, kul hakkı birikimimizin sebebi olmamalıdır.
Üç; kesinlikle bir Müslüman bir Müslümanla nasıl buluşup görüşebiliyorsa, telefonda da o kurallar geçerli olmalıdır. Biz Müslümanlarla selamlaşarak konuşmaya başlarız. Telefon da, bir Müslümanla eğer konuşmamızı sağlıyorsa, selamla başlamalı selamla bitmelidir. Bir başka ayrıntı daha, Müslüman terbiyesi, telefonla Müslümanın buluştuğu yerdeki Müslüman terbiyesi örneği; bir Müslümanın kapısına o dışarı çıkıncaya kadar vurup, ziline çalabilir miyiz? Hayır. Terbiyemiz nasıl, sünnet nasıl bu konuda? Bir Müslümanın namaz kılacağını tahmin ederek zile bir defa çalarız, iki rekât namazı kılıp selam verip kapıya yetişeceğini tahmin edeceğimiz kadar, yani üç dakika dört dakika bekler, ondan sonra tekrar zile çalarız. Ve bunu üç defa çalarız. Dördüncüsünü çalmaz, Kur’an-ı Kerim bizi yönlendirdiği şekilde çeker gideriz, küsmeyiz de. Eğer bu Müslümanın kapısına vururkenki terbiyemiz ise ve bunu Allah bize Kur’an’ın’da öğrettiyse telefon için de aynı şey geçerlidir. Bir santralin, ‘artık aradığınızı bulamıyorsunuz, kapatın telefonunuzu’ uyarısına gerek kalmadan, bilemedin dört defa çaldırır, telefonu kapatırız. Sonra da o aradığımız şahsı bulduğumuzda, ‘telefonuma neden bakmadın?’ demeyiz. Çünkü Kur’an, ‘uygun değiliz, gelmeyin evimize dendiği zaman; kızmayın, küsmeyin, gidin!’ diyor. Telefon için de geçerli.
Ve bir kural daha; telefon iletişim cihazıdır. Vakit israfı, muhabbet cihazı değildir. Aksi takdirde telefon israf nedeni olur. İsraf ise haramdır. Suyun israfı da, ekmeğin israfı da, vaktin israfı da, nimetlerin israfı da, santrallerin israfı da haramdır. Hiçbir haramda hayır yoktur.

Nureddin Yıldız