Mektuplar

Fetva Verme Yetkisini Kimden Aldınız?

15466
16.04.2020

Selamunaleyküm Nureddin hocam. Kusura bakmayın sakın, saygısızlık gibi bir niyetim yoktur. Merak ediyorum ve çevremde soranlara da cevap olsun istiyorum. Siz fetva yetkisini kimden aldınız? Yani icazetiniz var mı? Ya da böyle bir iş yapılırken kimden yetki alınır? Lütfen bu sorumu saygısızlık kabul etmeyin. Sizi seviyor ve size dua ediyorum.

Değerli kardeşim, bu kardeşini sorgulamak ve iyi bildiğin bir hususta tenkit etmek senin hakkındır. Endişe etmene gerek yoktur. Allah Teâlâ sizi de bizi de mağfiret buyursun. Soruna gelince, size şu iki gerçeği kaydetmem gerekir:
 
a. Bu yaşadığımız ülkede, şu şartlarda Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu dışında hiçbir bağlayıcı fetva heyeti yoktur. Bunu kanunî açıdan bakarak söylemiyorum. Dinî hassasiyetimiz bakımından ve kabullenerek söylüyorum. Mevcut durumdaki kanaatimiz budur. Bu yüzden de bireyi aşan yaygın sorunlarda orayı işaret etmeyi prensip edinmiş bulunuyoruz.
 
b. Bu kardeşiniz asla fetva veren biri değildir. Buna ehliyetim de yoktur. Elimdeki diplomam, icazetlerim olsa da bir birey olarak o yetkiyi kullanma durumunda değilim. Zaten öyle bir birikimim de yoktur. Benim yaptığım şey, ulemanın fetvalarını halk düzeyine indirilmiş olarak tebliğ etmektir. Cevaplarımın yayınlandığı sitede bunu ilk bildiri olarak sürekli yayınlanmış şekilde tutuyorum.
 
Fetva gayet ağırdır. Tam anlamı ile Allah adına konuşmaktır. Birinin fetva vermesi de farz-ı kifaye bir görevdir. Müslüman’ın dünyasına ve ahiretine etki eden böyle ağır bir sorumluluğu taşıyabileceğimi söylemem, altından kalkamayacağım bir iddia olur. Böyle bir iddiadan Allah’a sığınırım. Bugüne kadar hiç "benim içtihadım, fetvam budur" demedim. Fıkıh konseylerini, ulemanın fetvalarını, cevaplarını, muteber kitapları takip ediyorum ve öğrendiğimi halkın dili düzeyine indirip mü'min kardeşlerime ezmeden büzmeden iletiyorum. Tartışmalı meseleleri benden daha iyi bildiğine kani olduğum âlimlere danışıyor, öyle aktarıyorum. İnsanın kendisi hakkındaki bir konuda bile bilmediği şeye hüküm vermesi ağır bir haram iken başka mü'minin sorumluluğunu almak nasıl taşınabilir? Benim ve benim gibilerin yaptığı iş ancak hazırı sunmak olabilir. Daha ötesi âlim işidir. Zamanımızda da bu, bunun için toplanmış kurulların işidir.
 
Bizim sıkıntılarımızdan biri, zamanımızda din adına bulunan resmî kurumların ilk kuruluştaki sıkıntılardan dolayı hâlâ bir güven sıkıntısı yaşıyor olmasıdır. Bu kurulların siyasetin etkisi altında karar verip vermedikleri konusunda bazı mü'minlerin tereddüt yaşamalarıdır. Belki bizim işimiz, bu tür kararları inceleyip çizgisi hakkında kanaat belirtmek olabilir.
 
Bugüne kadar yaptığım çalışmalarda şu temel ilkeleri hiç esnetmediğimi söyleyebilir ve sizi de buna şahit tutmak isterim:
 
1. Bu ümmetin kadim müçtehitleri ve ulemasının konumu sarsılmamalıdır. Onlara rağmen, onları yok kabul ederek bir tespit yapılmamalıdır.
 
2. Zamanın hızlı bir şekilde değiştiği gerçeğine göre yeni görüşler çıkarılmalıdır ama bu da yine eskilerin çizgisi üzerinden olmalıdır.
 
3. Örfümüz muteberdir ama Şeriat örfün hâkimidir. Bu da şu demektir: Bu toplum bir çizgi çiziyor olabilir; o çizgi bizim Şeriat’ımıza ters olmadığı sürece muteberdir.
 
4. Bir fetvanın kendisi kadar götüreceği sonucu da önemlidir. Mesela şöyle bir konuda şu bankadan böyle bir kredi kullanılır mı sorusuna, belki olabilir denecek bir cevap verilecekse bile, böyle bir cevap faizli bankayla iletişim yolunu ve sıcak ilişkiyi açmaya götürür mü diye merak ederek cevabı oluştururuz.
 
5. Pek çok sıkıntının iç içe olduğu ve olumlu bir alternatif görülemeyen durumlarda en az zararlı tercihi öne çıkarırız.
 
6. Asla iki etkiye yakın durmayız:
 
a- Siyasî yapı
 
b- Sosyal algı. Bu da gerektiğinde tek kalma, linç edilme riski gibi ağır zorluklar getirmektedir ama uğruna her şeyimizi verebileceğimiz bir din için çalıştığımıza inanıyoruz, elhamdülillah.
 
7. İhtilaflı konuları körüklemekten yana asla olmayız. Müslümanlar olarak ittifak ettiğimiz meseleler üzerinden yürümeyi tercih ettik. Bu yüzden de kısır cedelleşmelere ve karşı cevaplara hiç girmedik, girmeyeceğiz de biiznillah.
 
Böyle bilip şahitlik etmenizi talep ederim. Rabbim hepimizi, dinini yaşamaya ve ona hizmet etmede muvaffak olmaya yakın kılsın. Duanızı beklerim.
 
Selamünaleyküm.
Nureddin YILDIZ
fb.com/nureddinyildiz
twitter.com/nurettinyildiz
instagram.com/nureddinyildiz