Yazılı Fetva

Kıskançlık ve karalamaları yüzünden ablamdan uzak durmam günah mı?

828
14.04.2025

Hocam Rabbime sonsuz şükürler olsun, ne kadar şükretsem azdır. Maddi durumum çok iyi elhamdülillah. Fakat bu durum, bir ablamı ciddi şekilde rahatsız ediyor. Beni her fırsatta kötülemeye, arkamdan ileri geri konuşmaya çalışıyor. Hatta “Allah parayı kime vereceğini bilmiyor; bunlar gibisine veriyor.” gibi çok kırıcı sözler sarf etti.

Yaklaşık on yıl boyunca Allah rızası ve anne babamın hatırı için sürekli alttan aldım, kendimi haklı hissettiğim halde özür diledim, elini öptüm. Ama son olarak akrabalarımız arasında da aynı şekilde beni karalayınca artık onunla asla görüşmek istemiyorum. Onun bu tutumu büyük ablamı da etkilediği için artık ikisinden de uzak duruyorum.

Çünkü ne yaparsam yapayım kendimi onlara sevdiremiyorum. Psikolojik olarak bu durum beni çok yıprattı. Oysa ben o ablamı çok severdim. Ama ben evlendikten sonra yaşam tarzım onu rahatsız etti. Kaç kardeşiz ve şimdi hepsini birbirine düşürdü, herkese herkesi kötüleyip iftiralar atıyor.

Şimdi düşünüyorum, onlardan uzak durmamın dinen bir vebali olur mu? Benim vicdanım artık yoruldu. Çünkü kalbimde kırgınlık, hayal kırıklığı ve incinmişlik var. Dışarıdan bakan biri belki daha inançlı olduğunu düşünebilir zira Rabbim ona çarşaf giymeyi nasip etti. Fakat sözlerinde sürekli isyan var ve bu durum beni daha çok yaralıyor.

Ben bu durumda ne yapmalıyım, nasıl davranmalıyım? Rabbimin rızasını kaybetmeden kendimi nasıl koruyabilirim?

Anlattığın tablo ne yazık ki aile içinde zaman zaman yaşanabiliyor. Kardeşler arasında kıskançlık, haksızlık ve fitne şeytanın en çok sevdiği şeydir. Sen Allah’a şükrediyorsun, maddi durumun iyi, rızkın bol. Bu bile başlı başına bir imtihan. Ama bu nimeti kıskanıp seni kötüleyen bir ablanın olması seni yıpratmış ve kalbini kırmış. Onun söylediği “Allah parayı kime veriyor, bilmiyor mu?” gibi sözler sadece seni değil, doğrudan Allah’ın takdirini sorgulayan cümlelerdir. Bu büyük bir hatadır. Ama sen onun bu sözünü tekrar ederek değil, Allah’a havale ederek davranmalısın.

Bazen insanlar sen ne kadar iyi olursan ol, seni kötü görmekte ısrar ederler. İşte böyle durumlarda sınır koymak bir küslük değildir, bir korunma refleksidir. Dinen de eğer zulüm ve sürekli psikolojik baskı varsa görüşmemek veya mesafe koymak caizdir. Bu, akrabalık bağlarını kesmek değil; kendini, aileni ve ruh sağlığını korumaktır. Çünkü senin bu yorgunluğun artık sabrın ötesine geçmiş görünüyor. Bu yüzden görüşmemen, konuşmaman bir vebal oluşturmaz. Ama kalbinde kin ve nefret biriktirmemeye gayret et.

Çarşaf giymesi onu Allah’a daha yakın biri yapmaz eğer kalbi bozuksa. Dış görünüş önemlidir ama asıl olan iç dünyamızdır. Sen onun hakkında kötü düşünmek istemesen de kalbin kırılmış, çok normal. Ama bir nasihat olarak söyleyeyim:

Bu kırıklığı kinle değil, dua ile tamir etmeye çalış. “Allah’ım onun şerrinden beni muhafaza et, kalbimi karartma, sabrımı çoğalt, ona da doğru yolu göster.” diye dua et. Sabreden, dilini tutan ve iffetli bir şekilde uzak duran kişiyi Allah hem bu dünyada korur, hem de ahirette mazlum olarak yüceltir.

T. Y.