Uykuya düşkünlüğüm hayatımı olumsuz etkiliyor, ne yapmalıyım?
Sevgili hocam ben bir kursta hocalık yapıyorum. Okumam gereken kitaplar, kılmam gereken kazalar ve Kur’an okumalarım var. Uykuya düşkünlüğüm yüzünden her şeyim aksıyor. Bu rezillik yüzünden moralim bozuk, keyifsiz ve mutsuzum. Bu bir hastalık mıdır veya irade zafiyeti midir? Hadislere bakıyorum bütün münafık oklar beni gösteriyor.
Beni doğru yönlendirmeniz açısından şunu da eklemek istiyorum. Kurstan gelince öğle ve ikindiyi kılıp uyuyorum, akşam kalkıyorum. Yapmam gereken işlerime yönelmek istesem bu sefer annemle babam müdahale ediyor. Odaya çekilmeyin zaten gündüz yoksunuz, yüzünüzü görmüyoruz diyorlar. Ailemin tepkisi bu aksamanın en temel sebebidir. Ne yapayım şimdi hocam?
Bacım,
Bu çağa farklı bir isim olarak “nimetler ve imkânlar içinde ama gariplerin çağı” demekte bir sakınca görmüyorum. Sizin derdiniz de bunu yansıtıyor. Nimetler içinde yüzerken yokluktan şikâyet etmek durumundayız. Siz veya biz, hâlimiz şöyle veya böyle benzeşiyor. Allah’a sığınmak ve şeriatına teslim olmaktan başka çaremiz yoktur. Acilen ona dönmeliyiz.
Size bu huzursuzluğunuzun azalması için bazı tavsiyelerde bulunabilirim ama kesin bir düzelme için sizin özel nedenleriniz üzerinde de araştırma yapılması gerekiyor olabilir. Bu da bir psikolog nezaretinde yürümek demektir.
- Bu tarzda sizin yaptığınız gibi bir inceleme kendimize yapmalıyız, gereklidir de bu. Ne durumdayız, nasıl gidiyoruz muhasebesi yapalım. Yalnız bunu “münafıklık” kavramı ile pekiştirecek düzeye getirmeyelim. Aileyi itham edecek sonuçları öne çekmeyelim. Halk dilinde buna, en son söylenecek sözü en başta söylemek denir. O da şeytanın bize nüfuz etmesi ve bizi sömürmesi bakımından aleyhimize bir tutumdur. Abartmadan ama titiz davranmak ilkemiz olsun.
- İnsan olduğumuzu, etten ve kemikten yaratıldığımızı unutmayalım. Yorulmamız, usanmamız, ağlamamız/gülmemiz, mutlu olmamız sinirlenmemiz normaldir. Normal olmayan ise bir yere kilitlenip kalmaktır. Mesela sizdeki bu durum, insan hayatı akışında normal bir durumdur. Evlenmenizin gecikmesinden, bedeninizdeki keşfedemediğiniz bir arızadan, çevrenizin sizi bunaltmasından, kapasitenizi zorlayan bir işte olmanızdan, fıtratınızın tersine işler yapmanızdan kaynaklanıyor olabilir. Hangisi olursa olsun, hepsinin çözümü vardır biiznillah. Çözümü olmayan tek şey, çözümsüzlüğe takılmaktır.
- Günlük hayatınızı iyi programlayın. Namaza eksenli bir planlama yapabilirsiniz. Özellikle yemek ve uyku ne kadar kontrolünüzde ise günlük hayatınız için o kadar uygulanabilir bir program yapabilirsiniz demektir. Şu üç şey avcunuzun içindeki gibi kontrol ettiğiniz şeyler olmalıdır:
Uyku, yemek ve arkadaş.
- Uyku sıkıntısı sizin yemek tarzınızdan kaynaklanıyor olabilir. Çok yiyorsunuzdur, zamansız yiyorsunuzdur, ağır gıdalar alıyorsunuzdur, hazım sorununuz vardır… Bunları bir diyetisyenle de değerlendirebilirsiniz. Yemek açısından sıkıntı yoksa bedensel bir sorunu inceleyeceksiniz. Öyle veya böyle acil bir eylem planı olarak şunu yapın:
- Gündüz uykusunu özellikle de ikindi civarındaki uykuyu iptal edin.
- Gece aynı saatte yatın, aynı saatte kalkın. Toplam uyuduğunuz da yedi saati geçmesin altı saati düşmesin.
- Uyku öncesinde yemek yemeyin. Üç saat öncesinde en az yemek işi bitsin ve asla ağır yiyecekler yemeyin.
- İnternet ve cep telefonu kullanımınızı sınırlayın.
- Arkadaş çevrenizi kontrol edin. Gündemi sizin gündeminizden farklı olanları elemek zorundasınız.
- Ebeveyninizle tartışma ortamlarını azaltın. Mesela onlar sizi görmek istiyorlarsa siz, onların bu isteğinden önce gözlerine görünün, ellerini yanaklarını öpün ve odanıza çekilin. Bu sizi merak etmelerini azaltır. Odanıza çekilirken de “Ben gelmeden yemeğe başlamayın ha!” diyerek alakanızı gösterin. Bunlar basit ama sizi rahatlatır şeylerdir.
- Bilhassa namazın rahatlatıcı yönünü bilmelisiniz. Kur'an okumanın huzur verdiğini bilmelisiniz. Zikir yapmayı becerin.
- Ve unutmayın: Hayat, sabretmesini bilenlerin kazandığı bir cihat imtihanıdır. Sabır da her an ve her iş için geçerlidir. Size dua ederim, kalbinize huzur akıtmasını Allah’tan dilerim.