Örnek bir cami projesi nasıl olmalıdır?
Hocam biz yaşadığımız şehirde bir cami inşa etmek istiyoruz. Yakın mesafede başka bir cami bulunmuyor. Öyle bir cami yapalım ki bizden sonraki kuşaklara da güzel bir örnek olarak kalsın istiyoruz. Bize, sizin aklınızdaki güzel bir cami projesini tanımlayabilir misiniz? Şimdiden değerli görüşleriniz için teşekkür ederiz.
Allah sizden razı olsun. Böyle bir şeyi düşünüyor olmanız bile çok güzel. Dilerim tamamına nail olursunuz. Değil sizden sonraki kuşaklar kıyamete kadar sizin için sadaka olarak kalır ve mahşerde kurtuluşunuz olur. Mübarek olsun.
Ben bir mimar değilim. Size “iyi bir cami” projesi tasarlayamam ama camide namaz kılan, kıldıran biri olarak zihnimi dolduran şeyleri sizinle paylaşabilirim. Faydalı olursam da benim için ecir vesilesi olur.
Kolaylık olsun diye tavsiyelerimi madde madde yazacağım.
- Türkiye’de cami ve benzeri ibadet maksatlı mekânları yaparken Diyanet İşleri Başkanlığı’nın belirlediği bazı standartlara uyulması gereklidir. Bunu sadece yasal bir gereklilik olarak görmek yerine yöresel kültür ve birikimin korunması için de gerekli görmemiz uygun düşer.
- Kanunların yapı için belirlediği kalite ve standartlardan asla taviz verilmemelidir. Hatta mümkünse o kalitenin de üstüne çıkılmalıdır. Ucuza mal etme anlayışını hele camiler için hatalı buluruz. Paramız yetmiyorsa yapıyı biraz daha küçük inşa ederiz ama teknolojinin gerisinde inşa etmeyiz.
- Camilerin yapısal, aydınlatma, seslendirme, havalandırma, iklimlendirme gibi bölümleri kesinlikle teknik kadrolara yaptırılmalıdır. Cemaatin veya imamet görevinde bulunanların düşünceleri ilgili teknik kadrolara talep şeklinde iletilmeli ama yapıya direkt müdahale şeklinde olmamalıdır.
- İklimin sıcak veya soğuk olarak ağır olduğu bölgelerde camilerin beş vakit için kullanılacak bölümü ile cuma ve bayramlar için kullanılacak bölümleri farklı tutulabilir. Enerji ve temizlik gibi sonradan sıkıntı oluşturabilecek başlıklar önceden halledilmiş olur.
- Camilerde yapılan tuvalet ve abdest mekânları, diğer sosyal hizmet denebilecek yapıları, kesinlikle namaz kılanlar için oluşturulan mekândaki kişi sayısı ile orantılı olmalıdır. Örneğin yüz kişi içi iki abdest yeri yeterli bulunuyorsa iki yüz kişilik bir camide abdest yeri bu orana göre yapılmalıdır. Ne fazlası ne de azı uygun olmayacaktır.
- Cami tesis edilirken imamın arkasında saf tutulacağı ve bunun caminin aslı olacağı bilinerek planlama yapılmalıdır. İlk saflardaki eğrilikler, daire şekli vermeye çalışmalar ve benzeri ayrıntılar saflarda dengesizlik oluşturuyorsa hatalı bir planlama yapılıyor demektir. İmamın mihrabı, minberi, kürsüsü, müezzinin yeri ve safların düzgün, geniş olması planlamanın ana temasını oluşturmalıdır.
- Minarelerin ana maksadı ezan sesini duyurmaktır. Bu sesi duyurma maksadı bilinen minare örfümüzü koruyarak gerçekleştirilmelidir. Modern olma arzumuz bizi başka kültürleri yapısal olarak bile olsa taklide götürmemelidir.
- Cami için oluşturulacak pencerelerin sıcak soğuk, namaz kılanı rahatsız edip etmeyecek ve daha fazla aydınlatacak yönleriyle incelenmesi gerekir. Buna göre de camların zemine yakınlığı, açılması durumunda namaz kılanları rahatsız edip etmeyeceği iyi planlanmalıdır.
- Ayakkabılıklar camilerin en gerekli ama en rahatsız edici tarafını oluşturuyor denebilir. İyi bir mühendislik ile ayakkabılıklar sorun olmaktan çıkarılmalıdır. Kesinlikle en kalabalık namaz kılan sayısına göre ayakkabılık yapılmalıdır. Yoğun çıkış anlarında ayakkabılık önünde itiş kakışı önleyecek bir planlama yapılmalıdır.
- Tuvaletler ve abdest yerleri kıble yönünde olmamalıdır. Tuvaletlerle abdest yerleri ayrı alanlarda olmalıdır. Bu mekânların temizliği kolay zeminler tercih edilerek oluşturulması gerekir.
- Bir camide olağanüstü bir yer darlığı gibi zorunluluk yoksa muhakkak KADINLAR BÖLÜMÜ bulunmalıdır. Bu bölüm mahremiyeti koruyacak ama kadınların ibadetlerini yaparken cemaatten kopmayacakları bir anlayışla inşa edilmelidir.
- Camilerin imam ve müezzin evi bir zorunluluk haline gelmiştir. Önceden bir lojman oluşturulmalıdır. Bu lojman da imamın mahremiyetinin korunduğu, caminin rahatsız olmayacağı planlama üzerinden yapılmalıdır. İmamın evinde pişen yemeğin kokusunu cemaat hissetmemelidir.
- Camiye muhakkak bir halı ve benzeri malzemelerin korunacağı depo yapılmalıdır ki caminin köşelerinde sandalye ve benzeri eşya birikimi gibi görsel çirkinlik oluşmasın.
- Camilerin güzel bir bahçesi olmasını tercih ederiz.
- Mimarlarımızın çizdikleri cami projelerinde en kalabalık cemaat durumunda acil çıkış planları muhakkak olmalıdır. Yüz metre kareden daha büyük bir caminin tek kapıdan giriş çıkış yapması acil vakalarda risk oluşturduğu gibi namaza gelenlerin ve erken çıkanların birbirini rahatsız etmesi olarak görülebilecek sonuçlar da getirmektedir. Birden çok girişi ve çıkışı olan camileri tercih ederiz. Bu birden çok giriş çıkış da pratik olmalıdır. Acil bir vakada anahtarı bulunamadığı için açılamamış kapının varlığının anlamı yoktur. Bu konuda modern itfaiye ilkelerine sadık kalınmalıdır.
- Hoparlörlerin bir kişi gibi durduğu, kablo sergisi yapılmış gibi görülen camiler rahatsızlık vermektedir. Modern bir çağda duvara gömülmüş seslendirme cihazları kullanılmalıdır. Kesinlikle seslendirme profesyonel bir şirkete yaptırılmalıdır. Seslendirme ayarları cami boş iken, yarı dolu iken ve tam dolu iken diye tespit edilmelidir. Teknik cihaz gürültüsünün rahatsız ettiği bir ibadet vebal sebebi olabilir.
- Cami dışından başlayarak yönlendirme levhaları yerleştirilmelidir. Kadınlar bölümü gibi genelin dışında kalabilecek alanlar yönlendirilmelidir.
- Camilerin ön duvarları namaz kılanların gözünü ve zihnini meşgul edecek ilavelerden korunmalıdır. Gerekiyorsa kıble duvarları camsız yapılmalıdır. Kullanılan dekor malzemeleri bu açıdan değerlendirilmelidir. Camilerin süsünün cemaat olduğu gerçeği asla unutulmamalıdır. Gereksiz harcamaların yapıldığı bir cami ile daha çok sevap kazanılmayacağı bilinmelidir. Sade ve temiz olan tercih edilmelidir. Okunması zor âyet ve hadisler duvarlara yazılmamalı, levha olarak da asılmamalıdır. Caminin bir ibadet noktası olduğu gerçeği gözden uzak tutulmamalıdır. Medine resimleri bile olsa camilere resim asılmamalı, duvarlarına işlenmemelidir. Cemaat sayısında ve kalitesindeki açığı tezyinatla kapatmak sadece bir kıyamet alameti olarak bilinmelidir. Kullanışlı, sade, temiz ve huzurlu cami yeterlidir.
- Camilerde muhakkak bir Mushaf koyma yeri olmalıdır. En uygun yere ve yaygın olarak mushaflıklar yapılmalıdır. Okumak için rahle bulundurulacaksa bunlar tek desen ve caminin ana temasına uygun şekilde olmalıdır. Onların konacağı yerler oluşturulmalıdır.
- Caminin farklı yerlerinde namaz kılanın eline gelecek çöplerin konabileceği küçük kutular, sepetler konabilir.
- Cami için kullanılan boya ve malzeme rengi kesinlikle çevrenin, yaygın kültürün ve iç huzurun dikkate alınarak seçilmesi gerekir. Yaptıranların evlerindeki zevk camiye uyarlanmamalıdır.
- Camilerde güvenlik kameraları, yangın ikaz sistemleri bulundurulmalıdır.
- Otoparklı cami artık en faziletli cami durumuna gelmiştir. Bugünkü teknoloji ile inşa edilen camilerde bu ihtiyaç dikkate alınmalıdır.
- Her camide muhakkak bir ilk yardım noktası oluşturulmalıdır ve herkesin görebileceği bir yerde rahatsız etmeyecek bir görüntüde bulundurulmalıdır.
- Su ve enerji israfının hiç olmaması gereken bir yer olarak camiler bu iki ihtiyacın israfsız karşılanması için her türlü tedbirin alındığı yerler olmalıdır. Abartılı aydınlatma kabul edilmemelidir. Mini bir cami değerinde ekonomik ağırlığı olan avizelere sadece israf gözü ile bakılmalıdır. İbadet edenlerin Allah’ın değer vermediğine değer vermemeleri gerekiyor.
- Camilerin sosyal hizmet için kullanılabilecek konferans salonu gibi ilave hizmet birimleri barındırması ilke olarak çok güzeldir. Şu kadar ki, bu hizmetin kontrol edilemeyeceği için namaza zıt işlere sebep olabileceği de bilinmelidir. Alttaki salonunda müzikli düğün yapılan bir caminin üst katında huzurlu ibadet veya kabul olunmuş bir ibadet ne kadar olabilir? Bu yön iyi incelenmelidir.
Allah yardımcınız olsun. Niyetinizi kabul buyursun.